2.bölüm

5.6K 246 31
                                    

     Genç adam kardeşine ilacını içirdikten sonra bakıcısına teslim ederek evden çıkarken depodaki babasının yanına sürmüştü bindiği arabasını.

    Dışarıdan ne kadar sert görünüyorsa içi de bir o kadar şefkat doluydu.

    Yaşadığı hayat bu görünüme terk etmişti onu. Yer altında yumuşak yüz göstermek acizlik göstergesiydi diğer üyeler için.

   Otoritesini korumak ve herkesin gözünü korkutmak zorundaydı yoksa ezilen kendisi olurdu.

     Geldiği ıssız mekandaki depoya kısa bir bakış atarak arabasından inerek adımlarını açık olan kapıdan duyulan seslere doğru ilerletmişti.

    "Baba!" Diyerek karşısındaki adamı öldürmeye yemin etmişçesine yumruklayan adama seslenmişti.

   Babasını ilk defa bu kadar öfkeli görmenin şaşkınlığını yaşıyordu içinde.

    "Ne yapmış?" Diyerek karşısında yüzü gözü dağılan adama bakış atarak kanlı ellerini havluya silen babasına çevirmişti bakışlarını.

   "Şerefsiz, daha sekiz yaşındaki bir çocuğa t*cavüz ederek öldürmüş. Lanet pislik." Diyerek yerdeki adama ayağıyla bir tekme daha atarken genç adam duydukları ile alnındaki ve boynundaki damarların öfkeden dolayı belirginleştiğini hissediyordu.

     Şimdi anlamıştı babasının öfkesinin nedenini.

    Annesi de daha küçük yaştayken t*cavüze uğramıştı. Babası yaşatmıştı annesini ta ki Rüzgar'ın doğumunda ölene kadar.

    Zaten babasının tarafı Mardinli olduğu için ağalık paşalık olaylarından dolayı silahları ve biraz da olsa yer altına yatkınlıkları vardı ama babasının bu işe girişi sırf eşinin intikamını almak için olmuştu.

     Karısına bu acıyı yaşatan o adamdan ve sessiz kalan herkesten intikamını almıştı Rıfat Bey.

   "Sen zaten halletmişsin baba, biraz da adamlar dövüp gebertsinler iti, dünyadan bir şerefsiz daha silinsin." Diyerek adamın yerde açık şekilde duran eline acımadan basıp çıkmıştı depodan.

    Arabasına binerek şirketlerine doğru ilerlerken çalan telefonuna kısa bir bakış atarak açmıştı.

   "Abi Türkiye'ye gemiyle uyuşturucu sokmaya çalışan itleri aldık ama küçük bir çatışma çıktı E-eren Abi'nin başını kurşun sıyırdı hastaneye getirdik, acil ameliyata aldılar." Diyen adam arada korkudan sesi titrese de cümlesini bitirmeyi başarabilmişti.

   Genç adam öfkeyle hastanenin adresini öğrendikten sonra hızla gaza yüklenirken öfkeyle derin bir nefes aldı.
   Eren yıllardır yanlarında çalışan görevliydi.

    Barlas'ın da güvendiği bir adamıydı. Yakın arkadaşı sayılırdı. Kardeşi bilirdi ikisi de birbirini.

    ******

     Hastaneye gelen genç adam hızla ameliyathanenin önüne ilerlerken kapıda bekleyen adamlarını kontrol etti hasar tespiti için. Neyseki hepsi iyiydi.

   "Abi, biz koruyamadık affet." Diyen adam başını eğmiş ellerini önünde bağlamış beklerken Barlas derin bir nefes alarak karşısında başını eğen adamın omzuna vurdu birkaç kez.

   "Sorun yok aslanım, Eren'i bilmiyor muyum sanki? Kendini kurşunun önüne atıp duruyor her seferinde." Diyerek mırıldanmış ardından ise bekleme yerindeki koltuğa çökmüştü.

   "Mermi nereye denk geldi? Çok derin miydi?

    "Başına, abi biz kanı görünce direk havlu felan bastık, göremedik derine girip girmediğini. Hemen ilk müdahaleyi yapıp aldılar ameliyata bir şey de demediler."

Beyin Cerrahı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin