Çakma Potter/Kerem Aktürkoğlu

Öpsem?

Keremin başını belaya soktuğum ve bunu ona açıklayamadığım için içim içimi yiyordu, en sonunda abi gelen cesaretle ayağa kalkıp hızlıca keremin dairesinin önüne gittim, zorda olsa söylemem gerekiyordu.

Zili çalmak için elimi kaldırdığım sırada kapının açılmasıyla şaşırmıştım.

"K kerem"

Gülümseyen yüzü karşılamıştı beni.

"Bende senin yanına geliyordum hadi koş hazırlan"

Ben kalkmış itiraf hazırlamışım bu çocuk beni gezmeye götürüyordu.

"Anlamadım"

Kapıyı kilitlerken biryandan da bana bakıyordu gözucuyla.

"Ya hadi hazırlan Nilay"

Depresif bir halde olsam da gerek merakımdan gerek keremin hevesi kursağında kalmasın diye kendi daireme koştum hazırlanmak için

Olabildiğim en hızlı halimle hazırlanıp arabada bekleyen keremin yanına gittim.

"Kızım görende ağustos ayındayız sanacak şort falan"

Kereme omuz silkip arabaya yerleştim.

Bir yandan keremi süzerken birde yandan da herşeyin benim başımın altından çıktığını itiraf etmemek için zor duruyordum.

Birşeyler gizlemek kesinlikle en beceremediğim şeydi.

"Nereye gidiyoruz"

Yüzündeki gülümseme genişlerken konuştu

"Biraz yürüyelim dedim, yürüyüş yapmayı özledim"

Sanki daha çok kafa dağıtmak istiyor gibi bir hali vardı ama sesimi çıkarmadan ona ayak uydurdum.

Arabayı boş biryere park ettiğinde vakit kaybetmeden aşağı inip burnuma dolan deniz havası içime çektim

Sahilde yürüyüş, güzel zevki vardı açıkçası

Kerem de aşağı indiğinde sessizce yürümeye başlamıştık,ikimizde birbirimize olabildiğince yakın yürüyor ama asla konuşmuyorduk daha çok sessizce birbirimize dert yanar gibi bir halimiz vardı.

"En sevdiğin film ne?"

Keremin sorusuyla kafamı ona doğru çevirdim.

"Aşk sana benzer senin ki"

"Senden bana kalan"

Film zevklerimiz uyuşuyordu galiba be

"Kerem peki en sevdiğin şarkı"

Düşünürken çok tatlı görüküyordu sıpa.

"Mahvettim"

Beklemediğim cevap karşısında kendimi tutamamış kahkaha atmıştım

"Ya düzgün cevap ver"

"Işıkları söndürseler bile, senin"

Kerem beni biraz şaşırtıyordu açıkçası.

"Cennete mahsustur melekler"

Gülümsemesi genişlerken tekrardan bana baktı.

Bir anda durduğunda bende onunla birlikte durmuştum.

"Noldu Kerem"

Cebinden telefonunu çıkarırken hala ona bakıyordum şaşkınca.

"Işık çok güzel fotoğrafını çekeyim mi"

Bana bu kadar mı alıştın be Kerem, fotoğraf çekildiğim mekanları tanıyıp kameranlık yapacak kadar.

Saçlarımı geriye doğru elimle atıp poz verdim.