Malum şahıs

265 10 2
                                    

Kulaklığımı çıkarıp kafamı kaldırdım

"Seslenince de duymadın!" dedi azarlar gibi

"Kulaklığım var çünkü!"

"Bu saate ne işin var?"

"Hesap mı vereceğim?"

"Alçalt sesini." Dedi. Sinirli gözüküyordu ama umursamadım.

"İstersem alçaltırım!" Diyip kolumu çektim ondan ve yürümeye devam ettim

"Nereye?"

Sana ne?! Bi yüzük taktık diye ne bu samimiyet?! Hızlı hızlı yürürken arkamdan sinirden hızla alınan nefesi duyabiliyordum.

"Selim seni korumasız mı çıkartıyor evden?!" Dedi. Benim ses tonumu beğenmeyene bak? Mardin'i inlettti hadsiz

Birden önüme atlayan kara kediyle çığlık attım.

"Yüsra?!" Bana baktı. Bir şey olmadığını görünce yüzündeki gerginlik geçti

"Ay sen beni takip etmeye yeminli falan mısın?"

"Dursan konuşacağım! Durmak nedir bilir misin?"

Arkamı dönüp kafamı sağa yattırdım. Dudaklarımı büzdüm.

"Bilmem" diyip omzumu silktim ve tekrar önüme döndüm

"Yüsra!"

Ay iyi ki ismimi öğrendi! Yüksek sesle korkutamazsın beni Hadsiz bey! Benim dedemin normal konuşma tonu bu

"Dükkana geç, konuşalım"

Ne konuşacaksın? Hangi dükkan? Neyse önüme geçti takip edeyim.

Daha demin beni korkutan kedi geldi ayaklarıma.

"Ay ben seni yerim" diyip kucağım aldım.

"Seni bana kaçırabilir miyim?"

Arkasını dönüp bana baktı. Gözlerini sinirle sıkıca kapattı

"Dükkana sokma" dedi

"Kedi düşmanı!"

Sabır çekmeye başladı.

Girdiği dükkanın kapısını bana açma centilmenliğinde bulunmadı. Kendi girdi ve yüzüme kapandı kapı. Kediyi yere saldım. Dükkan girişinde kedi maması ve su vardı. Tamam önyargılı davranmışım. Neyse önemli değil. İçeri girdim. Bir masada oturuyordum. Dondurmacıydı burası!

"Selimle konuştuk" dedi

"Biliyorum"

"Yüzükler takıldı artık. Geri dönemeyiz"

"Yo istersen dönersin. Sende bunu biliyorsun ama bana karşı saklayamadığın hayranlığın buna engel oluyor"

"Ne? Ben mi?" Dedi

"Evet" dedim kendimden emin bir şekilde

"Bunu ben seçmedim" dedi

"Ama beni sen seçtin"

Yüzü gerildi. Ellerini sıktı.

"Yüsra, haddini aşma!"

"Öyle ama. Gerçekler işte" dedim ve dondurmalara baktım. Kapalıydı üstleri. Acaba boş mu içleri

"Dondurma var mı?"

"Şu saaten sonra karşında Milan aşiretinin ağası olduğunu unutma." Dedi

"Dondurma?"

"Var Yüsra! Al hepsi senin olsun. Sabır!"

Tezgahın arkasına geçip kase aldım. Dondurmaları açıp kaseyi fazlasıyla doldurdum.

AŞAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin