Aşağı düşerken beni tuttan o ela gözler...
Kalbimdeki sızıntı büyük bir zelzeleye ortaya çıktı. Küçük yaşta büyüyüp büyüdüğümde her şey anlamsızlaştı. Bir anda beni tutup çeken o eller bir daha ansızın karşıma çıktı. Kader de tam böyle bir şeydi.
...
Pes edip kafamı cama çevirdim. Uymak daha mantıklı. Tam içim geçmişken bağırdı!
"Geldik!"
Gözümü açtığımda bizim konaktaydık! Yaşasın! Tam kapıyı açıp inecekken yine mani oldu
"Şunu giy" diye üstündeki ceketi verdi. Onu giyip düğümelerini bağladım. O da benimle beraber indi
"Önünüze dönün!" Diye uyardı kapıdaki korumaları. Avlunun ortasına kadar yanmda geldi
"Bir daha şu şekil giyinmeyeceksin! Düzgün ortamalara gireceksin!"
"Ortamlar için anlaşabiliriz ama kıyafetler için aynı şeyi söyleyemem. Neyse şu an ayakta kalmaya bile gücüm yok. Seninle boş boş tartışamam"
"Farkettim!" Dedi
"Tamam, görüşürüz o zaman. Papatya çayı iç. Stres çabuk yaşlandırır" diyip merdivenlerden çıktım.
Sabah uyandığımda iki çift meraklı göz vardı karşımda. Beren ve Banu!
"Ne oldu ya? Ne dikildiniz başıma?!"
"Dün gece ne oldu?"
"Ne bileyim? Bir sürü hakaret etti. Asıl amacı tehdit etmekti ama bir şey bulamadı. Bulamadıkça çıldırdı"
"Öğle namazından sonra dini nikahı kıymaya geleceklermiş" dedi Banu
"Tamam, bırakın biraz daha uyuyayım"
Tabiki uyuyamadım çünkü iki akıllı bana gözlerini bile kırpmadan bakıyordu! Söylene söylene oturur pozisyona geldim
"Başım çatlıyor!"
"Neden? Hapların falan mı?" Dedi Banu
"Hayır. Ya bir insan o kadar bağırabilir mi? Kulağımın dibinde bağırdı ama öyle bir sese yüksekliği insanadan nasıl çıkabilir ki?! Gök gürültüsü gibiydi sesi!"
"Sen gök gürültüsünden korkarsın ama" dedi Beren
"Küçüktüm o zaman Beren"
"Biliyorum ama her gök gürlediğinde yine aklıma sen geliyorsun" dedi
"Ya o sinir hastası olur, ya ben deliririm"
"Saçmalama" dedi Banu
"Doğrusu bu!"
"İyi olamaya bakın Yüsra. Madem artık evli olacaksınız. Yokuşa sürmeye çalışmayın" dedi Beren
"Beren 21 yaşında bir ilişkisi bile olmamış biri olarak evlilik tavsiyesi verme"
"Normal bir şey konuşmadınız mı hiç?" Dedi Banu
"Hayır galiba. Konuşmayı sevmiyor ki bağırmayı seviyor. Benim konuşmama katlanamıyor zaten! Of! Başım zonkluyor onun yüzünden" diyip kalktım
"Çıkın odamdan. Duş alacağım. Kahvaltıya inemem birde"
"Neden?"
"Canım istemedi. Tek kalacağım" dedim
Duşta her şeyimi yaptıktan sonra duştan sonra yapacaklarımı da bitirdim.
Beyaz uzun kollu uzun bir elbisemi giydim. Saçlarımı sıkıca arkadan küçük bir topuz yaptım. Hep önümde kısa bıraktığım saçlarım tabikide toplanmak yerine yüzümde dans ediyordu. Güneş kremi ve rimel sürdüm sadece.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
