8

371 67 23
                                    

Selaaam :) Yeni bölümle karşınızdayım canlarım.Bu bölüm şimdiye kadarki en uzun bölüm oldu.Yani bir şekilde geç gelen bölümü telafi etmiş oldum :) Oy ve yorumlarınızı çok merak ediyorum ve yorumlarınızı ise kesinlikle bekliyorum.Çünkü olaylar karmaşıklaşmaya, bir o kadar da çözülmeye başlıyor ve ben sizin yorumlarınızı çok çok merak ediyorum ! Keyifli okumalar diliyor ve hepinizi öpüyorum :) :*

Playlist : Within Temptation - All I Need

Barlas kolumu morartırcasına tutup arabaya doğru ittirirken ben hala şaşkınlığımı koruyordum.

"Sen Aslı'yla kardeş misin ?"

O bana öyle bir bakış attı ki bu soruya cevap vermeyeceğini ve çenemi kapatmam gerektiğini o gözlerden anlamıştım.Ama umursamadım ve konuşmaya devam ettim.

"Beni nereye götürüyorsun ? Gerçekten aileme götüreceksin değil mi ? "

Barlas arabayı çalıştırırken bana kısa bir bakış attı ve önünü döndü.Yüzünde alaycı bir gülümsemeyle "Evet Arsen.Babanın yanına gidiyorsun.Sonunda ikimiz de birbirimizden kurtuluyoruz." dedi.

Bu harika bir haberdi.Babama gidiyorduk ! Ailemin yanına.O kadar çok mutluydum ki şuan sevinçten Barlas'ın boynuna bile atlayabilirdim.

Barlas yüzümdeki tebessümü görünce daha çok neşelendi ve "Seni buraya getirmek daha büyük ve güzel bir intikam yoluymuş aslında." diye fısıldadı.

O an onu ve saçma sözünü beynimde çözümlemeye çalışmadım bile.Umursamadım.Mutlu bir şekilde yerimde kıpırdandım.Arabanın rahat koltuklarının keyfini çıkardım.Sanki dünya bugüne kadar sadece siyaha boyanmıştı da bugün bütün renkler inmişti gökyüzüne.

Sonunda araba durdu.Barlas bana sinsilik ve nefret barındıran gözleriyle baktı."Hadi Arsen.Çık artık arabamdan.Hayatımdan da.Artık kendi pisliğinde boğulabilirsin."

Bense onun dediklerini kafama takmadım bile.Çünkü babamın yanına gidiyordum.Ailem iki adım uzağımdaydı.Barlas'ın anlamsız ve sinir bozucu lafları bile etkileyemezdi beni artık.

Arabadan indim ve kapıyı kapatmadan önce Barlas'a gülümseyerek "Her ne kadar bilmediğim bir nedenden dolayı benden nefret etsen bile ben sana teşekkür etmek istiyorum.Çünkü sen bana ailemi verdin.İstemeyerek de olsa...Neyse.Iı...Teşekkür ederim." dedim.

Barlas bir an afalladı gibi oldu.Ama hemen kendini toparladı ve kapıyı kapatmamı bile beklemeden gaza basıp gitti.

Arkasından şaşkınca bakakaldım.Ama nerede olduğumu farkedince şaşkınlığım daha da arttı çünkü burası çok...karanlıktı ! Her taraf yıkık dökük binalarla doluydu ve etraftaki tek renk paslı gri ve karanlık siyahtı.

Acaba beni bilerek mi buraya getirdi ? Yine neyin peşinde ?

Korkarak olduğum yere oturdum.Ne yapacaktım ? Nereye gidecektim ? Hani, babam neredeydi ?

Ben böyle düşüncelere dalmışken karşımdaki yıkık dökük evden bir adam çıktı.Saçı sakalına karışmış, elinde içki şişesi, yırtık pırtık giysileri olan adam beni görünce gözlerini kıstı, yavaş yavaş bana yaklaşmaya başladı.Korkuyla olduğum yerde geri geri sürünürken onun pis gülümsemesi ve ağzından çıkanlar beni olduğum yere çiviledi.

"Arsen ! Güzel kızım benim.Demek beni ziyarete geldin..."

Kekeleyerek ve şaşkın bakışlarla "S-sen benim babam mısın ? " dedim.

O ise Barlas'ın şeytani gülümsemesinden bile korkutucu bir gülümseme takınarak "Ah benim minik kelebeğim.Ne oldu sana iki yıldır yanıma bile uğramıyordun ? Babacığı mı özledin yoksa ? " dedi.

KARANLIK GEÇMİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin