Keyifli okumalar... :)
Playlist : Edward Sharpe and The Magnetic Zeros - Home
"Ne? Kamp mı?" Sesimin titremesi heyecanımın coşkusunu gözler önüne sermişti. Bu Samet'i gülümsetti.
"Evet. Bizimkilerle her sene yapardık böyle. Geçen sene sen de vardı hatta."
"Haa." Yüzümdeki hüzün elle tutulur cinstendi ve Samet bunu farkedince hemen konuyu değiştirdi. "Senin bir sürü işin vardır. Çantanı falan hazırlaman lazım ya hani. Hadi, yarın erken çıkacağız yola."
Hızlı hızlı kurduğu cümlelere başımı sallayarak onay verdim ve odama girdim. Aylardan şubattı ve havalar normal olarak soğuktu. Bu yüzden kalın ve sıcak tutacak kazaklar, pantolonlar seçmeliydim.
Dolapla bir süre boğuştuktan sonra giyeceklerimi hazırlamış, köşede duran pembe tatlı çantaya tıkıştırmaya başlamıştım.
Bütün bunlarla uğraşırken yüzümde bir tebessüm asılı kalmıştı. Kamp bambaşka olacaktı. Biliyordum. Ah, ben ve uslanmaz içgüdülerim!
***
Gece uyku değil gözkapaklarıma, kirpiklerime bile uğramamıştı. Bunun etkisiyle iki göz, altında da iki çuvalla gezmek zorunda kalacaktım.
Saate baktığımda daha kalkmam için erken bir saat olduğunu gördüm. Bunun verdiği rahatlıkla yatakta gerindim ve yavaşça yatağın sıcaklığından vücudumu mahrum ettim.
Banyodaki aynada kendimle bakışırken tahminlerimde yanılmadığı farkettim. Çuvallarım aynadan bana göz kırpıyorlardı. Kahretsin!
Makyaj malzemeleriyle aramda çıkan ufaktan bir savaş sonucunda morluklar kaybolmuş, şişlikler de göz ardı edilecek derecede belli olmaz olmuşlardı. Dudaklarıma hafiften bir parlatıcı sürüp abartmadan makyaj malzemeleriyle işimi bitirip onları da çantanın bir köşesine yerleştirdim.
Sevinçle merdivenlerden atlaya atlaya aşağı inerken Samet daha uyanmamıştı. Semra Hanım benim geldiğimi görünce hemen kahvaltı hazırlamak için soluğunu mutfakta almıştı.
İçimden gelen ona yardım etme isteğini onayladım ve arkasından seslendim:
"Semra Hanım! Ben de size yardım etmek istiyorum. Bir sakıncası var mı acaba?"
Kadının gözleri parladı ve heyecanla "Zahmet olmasın kızım sana." dedi.
Gülümseyerek "Yok canım, ne zahmeti. İçimden geldi." dedim.
"Peki, hadi gel o halde."
Mutfaktayken konuşma imkanı da bulmuştuk. Semra Hanım ona Semra Abla diye seslenmemi tercih ettiğini söylemişti. Orta yaşlı, tatlı bir kadındı. Oldukça sevecen ve fazlasıyla evcimendi. Galiba bu iş tam da ona göreydi.
Beraber hazırladığımız kahvaltı tam ağızlara layık olmuştu. Hoş, ben sadece malzemeleri salondaki masaya döşemekle görevlendirilmiş olsam da güzel bir başlangıçtı en azından.
Samet de sonunda salona geldiğinde uykulu bir şekilde gülümsedi ve "Günaydın Arsen. Yine erkencisin." dedi.
"Evet! Dün heyecandan uyuyamadım."
Samet hafifçe gülümsedi. "Heyecanlanmalısın. Kamp haftasonu kafa dağıtmak için iyi bir tercih." dedi göz kırparak.
Samet göz kırpınca aklıma telefon geldi. Anlaşılan içgüdülerim bugün de beni yalnız bırakmıyorlardı. Gülümseyerek kafamı salladım ve masaya oturduktan sonra kimlerle gideceğimizi hiç sormadığımı farkettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK GEÇMİŞ
Подростковая литератураHafızasını kaybetmiş bir kız.O yapayalnız ve çaresiz. Ama buna inat Barlas'ı bulduğundan beri içinde umut tohumları biriktiren, hayata hep inançla bakan bir kız. Arsen... Kızın geçmişinden gelen bir adam. O adamın gözünü hırs ve nefret bürümüş. Arse...