Merhaba arkadaşlar :) Bu bölüm biraz kısa oldu gibi ama sınav haftam olduğu için bunu bile zar zor yetiştirdim.Bölüm biraz sessiz ve olaysız geçti ama diğer bölümlerde açığın kapanacağından emin olabilirsiniz :)Bu arada Barlas'ın gözünden yazdığım kısa bir bölüm de var :) Oy ve yorumlarınızı merakla bekliyorum.Hepinizi öpüyorum, keyifli okumalar :)
Playlist : Sky Ferreira - Sad Dream
Arabanın içinde süregelen rahatsız ve diken üstünde geçirdiğim yolculuk hala devam ediyordu.Şansım yaver gitmişti ve Barlas radyoyu açmıştı da en azından rahatça nefes alabiliyordum.
En az üç saattir yoldaydık ve ben büzüştüğüm yerde hareket etmeden durmak için çok çaba sarfetmiştim.Nereye gidiyorduk acaba ?
Hafiften uyku bastırmaya başlamıştı.Esnememi zor bastırdım ve kafamı hafiften önümdeki koltuğa yasladım.Gözlerim sanki dermanı kalmamışcasına kapandı ve rüyalar alemine hızlı bir giriş yaptım.
***
BARLAS
Arkamı dönüp yerde büzüşüp kalan Arsen'e baktım.
Hiç değişmemiş.Hala saf, hala gerçekleri göz ardı eden bir Pollyanna diye düşündüm.
Sinirle elimi saçlarımın arasından geçirdim ve arabayı köşeye çektim.Kafamı sert bir şekilde direksiyona yasladım.
Öfkeliydim.Dibine kadar öfkeliydim.Hatta ve hatta şuan benliğimde yaşayan tek duygu kırıntılarıydı öfke.
Arsen'e öfkeliydim.Yaptıklarına...Hele de o saflığına , hala bana umut bağlayışına öfkeliydim.Ama en büyük, en güçlü ve en yırtıcı öfkem kendimeydi.
Arsen yine aptalca bir oyuna kalkışmış, ona yaşattığım o kadar korkutucu anlardan sonra benim onu bırakmam için yalvarması gerekirken, onu rahat bıraktığımda arkasına bile bakmadan topuklaması gerekirken Arsen yine Arsen'liğini yapmış ve beni şaşkına çevirmişti.
Hastanede beni birinin takip ettiğini hissetmiştim.Çaktırmadan hızlıca arkamı dönüp baktığımda ve Arsen'i gördüğümde şaşkına dönmüş, birkaç saniye duraksamıştım.Başta amacını anlamamış, ne yapacağını, nereye gideceğini merak ettiğimden adımlarımı yavaş tutmuş, onun arkamdan gelen adım seslerine odaklanmıştım.
Otoparkta ise teyzeyi beni oyalaması için ayarlayışı ve benim arabama doğru yol alışı her şeyi açıklığa kavuşturmuştu.
"Lanet olsun ! Derdi ne bu kızın ?" diye içimden söylenirken ben de bu oyuna ortak olmuştum.
Oyuna ortak olmuştum !
Neden böyle bir haltı yediğimi de bilmiyordum.Lanet olsun !
Sonra düşündüm.Aslında Arsen'in geçmişine yaklaşması iyiydi.Hem de çok iyi.Çünkü geçmişi onun istediği gibi, toz bulutu üzerinde kurduğu hayallerdeki gibi değildi.
Onun geçmişi karanlıktı.Tozlu, kirli ve kanlıydı.Onun geçmişi ona zarar verirdi.Belki de canını daha çok yakardı.
Çünkü bizi en çok mahfeden şey hayallerimiz değil miydi ? Gerçekleşemeyecek olduğunu bildiğimiz, ama yine de kendimizi umut etmekten alıkoyamadığımız tozpembe hayallerimiz...
Arsen'i hayallerini tahmin edebilecek kadar onu iyi tanıyordum.O ailesi olduğunu, mutlu olduğunu ve geçmişinin beyazın en parlak tonu kadar temiz ve ışıltılı sanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK GEÇMİŞ
Roman pour AdolescentsHafızasını kaybetmiş bir kız.O yapayalnız ve çaresiz. Ama buna inat Barlas'ı bulduğundan beri içinde umut tohumları biriktiren, hayata hep inançla bakan bir kız. Arsen... Kızın geçmişinden gelen bir adam. O adamın gözünü hırs ve nefret bürümüş. Arse...