Ne demek ilk defa doğum günü kutlanıyor bu zamana kadar kimse doğum gününü kutlamadımı yani.
Gözlerimde şaşkınlık hala yerli yerinde iken onun dolu gözlerine baktım.
Ben o günü sabırsızlıkla beklerken, o ne yapmıştı ?
ben ,ailemin yanında mutlulukla mum üfleyip hediye alırken o ne yapmıştı ki.?
Gözümden düşen yaşı hızla silip oturduğum yerden kalkıp Mirzanin yanına geçtim
Aslında hedefim ona daha yakın olmaktı ama Mirza beni kucağına çekip sımsıkı bir şekilde sarıldı.
"Sen benim başıma gelmiş en güzel şeysin " derken sesi titremişti.
Eğer neden bu zamana kadar doğum gününün kutlanmadığını anlatmak istemiyorsa anlatmak isteyene kadar beklerdim.
Onu zorlamak asla ama asla istemiyordum.
Sırtında bulunan ellerimi ensesine doğru çıkartıp kısa saçlarını oynamaya başladım.
Bu konuyu şuan açmak istemiyorsa bende kapatırdım.
"Pasta yemeye ne dersin" derken saçlarını oynamayı da ihmal etmemiştim kafasını olumlu anlamda sallarken devam ettim.
"Ama zehirlenirsen suçu bende bulmak yok" dedim kucağından kalmak için hareket ettiğim an elini belimde sıkılaştırıp kalkmamı engelledi.
"Böyle kal " derken pastayı önümüze doğru çekti ardından kucağında ben yokmuşum gibi ayağa kalkıp çekmecedrn bir tane çatal alıp tekrar oturdu.
"Senin elinden zehir olsa yerim" dedi bunları söylerken yüzüne tebessüm koymayı ihmal etmemişti ama ben onun yüzündeki ifadeyi gayet net bir şekilde anlıyordum.
Şuan aslında çok üzgündü ve bana belli etmemek için gülümsemeyi tercih ediyordu bende oynadığı oyuna karşılık vererek konuştum.
"Ben önceden uyarımı yapayım da" dedim kendimce tatlı olduğumu düşündüğüm bir ses tonu ile.
Elimdeki çatalı alıp "hadi üfle bakalım" dedim aynı zamanda kucağında yan dönmeyi de ihmal etmemiştim.
Gözlerinden geçenlerin ne olduğunu tam anlamasamda dolmasına karşılık pekte güzel şeyler olmadığı ortadaydı.
7 tane mumu uflerken bile oldukça zaman geçmişti.
Çünkü her mumu üflemesinin ardından derince yutkunmuştu ben ise sabırla onu beklemiştim.
Artık gözünde tutamadığı göz yaşı ondan izin almadan yanağına doğru düşerken ondan önce atılıp önce elim ardından ise dudaklarımı yanağına bastırdım.
"Doğum günün kutlu olsun bebeğim " Derken gülümsemeyi de ihmal etmemiştim.
Ağlayamadığım içi gözleri kıpkırmızı olmuştu ama hala ağlamamak için direniyordu.
Onu daha fazla zorlamamak için pastanın üzerinde ki mumları tek tek çıkartıp kenarından bir parça alıp onun ağzına doğru görürdüm.
Hiç bekleme yapmadan ağzını açıp pastayı aldı o pastayı yerken bende heyecanla onu izliyordum.
Nasıl olduğunu hiç bilmiyordum ve hayatımda ilk defa yanlız başıma pasta yapmıştım.
Bu zamana kadar hep ablamlar ile yapıştık. Evin en küçük kızı olarak prenses görevimi layıkıyla yerine getiriyordum.
"Nasıl" dedim ağzındaki parçayı yutar yutmaz.
Hayatımda yediğim en güzel pasta derken gözünden bir damla daha özgürlüğüne kavuşmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖRE KURBANI
Roman pour Adolescents"Mirzaaa!!" diye inledim ama o durmadan işine devam etti "ben sana altımda inleyecek günler yakın diyordum hatırladın mı" dedi kafami olumlu anlamada salladım suan ne dediği umrumda bile değildi aklım resmen uçmuştu işaret parmağını içime itince der...