Evet 2 aylık süreç bitmişti. Sonunda o beklediğimiz eleme maçları başlayacaktı. Önce eski taktikleri kullanacaktık. Eğer işe yaramazsa yenileri kullanırdık. Yarın ilk maçımız başlıyordu. Maçlar Japonya'da yapıldığı için kaybedemezdik. Yarın oynayacağımız takımın maçını izlemiştik. Savunma odaklı oynuyorlardı. Buda atağa kalkmamız için bir fırsattı. Ama topu kaptıkları anda bütün takım kaleci dahil atağa çıkıyor. Aslında en iyi oyuncularından biri kaleci ama aynı zamanda en iyi top tutan kişi o olduğu için kalecileri de o. Ertesi gün gelip çattı. Maç için stadyuma gelmiştik. Çok güzel bir stadyumdu. Hemen ısınma yapmaya başladık. Diğer oyuncularda sahaya girmişti. Onlarda ısınma yapıyordu. Son kez aramızda konuştuktan sonra maç başladı. Topu Auto götürüyordu. Hepsini teker teker çalıplayıp daha maçın başında kaleye kadar geldi. Ceza sahasının içine kadar kirdi. Kaleci hemen Auto'ya doğru koştu. Ama Reika kimseye fark ettirmeden kaleye kadar geldiği için Auto hemen ona pas verdi. Ama kaleci son anda fark edip tuttu. Kaleye teker teker gidiyorduk. Böylece topu alır ve tüm takım atağa kalkarlarsa bizde tüm takım savunma yapabilirdik. İyi oynamadıkları için hepsini çalımlıyorduk. Kota teker teker hepsini geçti tam kaleye vuracağı sırada kaleci etrafına bakındı. Kota'nın pas atacağı kimse yoktu. Hemen kalesinden çıktı. Kota ani bir hareketle hemen arkasında olan Ryuji'ye geri pas yolladı. Tam o sırda kaleci anı bir atakla kaleye geri döndü ve gene topu tutu. Sıra bendeydi. Bu sefer ben pas atmayacaktım. Kaleci akıllanmıştı. Kalecinin bağırmalarını duyabiliyordum. Tek bir kişi geliyor bir kişiyi savunun bari diye bağırıyordu. Birden karşımda 8 kişi görmeyi beklemiyordum. Pekala onlar istediler. Onlara bakarak göz kırptım. Ne yapmaya çalıştığımı anlamadılar. Sonrada sağ elimi yukarı kaldırdım. Sonrada onları işaret ettim. Pekâlâ size bir gol daha atacağım diye bağırdım. Ve topa vurdum. Herkes şaşırmıştı. Çünkü orta sağdan şut çekmemi beklemiyorlardı. Ama tuhaftır ki içleri rahattı. Belkide top çok yüksekten gittiği için. Kaleci bir an topa baktı ve ne yaptığımı anlamış gibi hazırda topu beklemeye başladı. Ama bilmediği birşey vardı. O Tsubasa'nın Aşırtma şutu değildi. Top birden alçalmaya başladı. Veeeeee Auto inen topa vurdu. Kaleci şaşırmıştı. Ama Auto'nun topu direkten döndü. Kaleci takımına atağa çıkmaları için işaret yaptı ve kaleden çıktı. Onlarla birlikte koşarken. Duyduğu düdük sesi ile şok oldu. Rakip takım şok olmuş bir şekilde kaleye bakıyordu. Evet gol olmuştu. Auto bilerek topu direğe attı. Böylece Reika gelen topa vurmayı başardı. Bu kasetleri izlerken bizim planladığımız bir taktikti. Topa vurmadan önce elimi bilerek havaya kaldırım işaret verdim. Ve takımı oyaladım. O sırada Auto ve Reika ileri çıktı ve golü attık. Sonunda başrmıştık. İlk yarı bitmişti. Koç bizimle gurur duyuyordu. Ama ikinci yarıda daha dikkatli olmalı ve skoru korumalıydık. Rakip takım çok sinirlenmişti.
Bu bölüm biraz kısa oldu çünkü yarın 2. Yarıyı yazıp yayınlayacağım beklemede kalın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tsubasa & Victory Kickoff / Türk bir futbolcu kızın hikayesi
Teen FictionTsubasa ve victory kickoff un birleşimidir. Ama ana karakter Türk bir kızdır. Türk bir futbolcu olan Beniz babası ile Japonya'ya gelir ve hikaye burda başlar.