Almanya'da Final

79 12 2
                                    

Her zaman ki gibi Julian ile ikili oyunumuzu oynuyorduk. Tabiki Cris muhtemelen bu taktiğimizi biliyordu. Bu yüzden sadece final maçına sakladığımız taktiği uygulayacaktık. Topu Julian'a doğru attım. Cris araya girip pası bozmak için hamle yaptı. Ama çektiğim şut Misaki'nin bumerang şutuydu. Top Cris'e ulaşmadan falsoyla döndü ve bana doğru geri döndü. Hemen çoktan başka yere gitmiş olan Julian'a pas attım. Julian'ın şutları Hyuga, Kota ve Schneider kadar sertti. Sert 1 şut çekti. Bu tıpkı Schneider'ın Ateş şutu gibiydi. Ve gool 1. Golümüzü atmıştık. Cris'in daha ilk 5 dakikadan gol yemeyi beklemediğini düşünüyorum. Aklıma gelen şeyle seyircilere baktım Tsubasa benle gurur duyar gibi bakıyordu. Bekle Tsubasa bir gün senide geçicem. Cris sinirli bir şekilde topu aldı ve bizim takımımızdaki herkesi tek tek çalımlamaya başladı. Julian Cris'i durdurmak için koştu. Ben de arkasından koşuyordum. Cris Julia'nın hareketlerini ezberlemişti bu yüzden onu geçti. Tam sinirlenip topu kapmak için hamle yapacaktım ki topun çoktan kaleye doğru koşmakta olan Julian'da olduğunu farkettim. Anlaşılan Julian Cris'in onu bilerek geçmesine izin verip hiç beklemediği anda topu arkasından almıştı. Cris ise topun onda olmadığını yeni farkediyordu.  Hemen koşarak Cris'in markaja aldım. Beni geçmesine izin veremezdim. Ama Cris bir gol daha yemeye niyetli değildi. Kendini geliştirmişsin dedi. Tam ona cevap vereceğim sırada oyununa kandığımı anladım. Bir anlık dalgınlığımla beni geçmeyi başarmıştı. Ama geç kalmıştı. Julian çoktan şutunu çekmişti. 30. Dakikada 2. Golümüzü atmıştık. Cris sinirli bakışlarla bize bakıyordu. Cris'e dönerek çok önemli birşey unuttun takım oyununu tek başına bizi yenemezsin dedim. Cris söylediklerime  kulak asmadı ama birden durup birşey düşündü sonra gülümsedi. Hatta pis pis sırıtmaya başladı desek daha iyi olurdu. Ne planlıyordu gene. Maç tekrardan başladı. Cris takım arkadaşına birşeyler söyledi. Rakip oyuncu önce şaşırdı. Sonra biraz düşünüp iç çekti ve kabul eder gibi başını salladı. Beraber koşmaya başladılar. Anlaşılan takım oyunu oynamaya karar vermişlerdi. Cris anlaşılan beni dinlemişti. Julian Cris'in önüne geçti. Cris hemen az önce anlaştığı kişiye pas attı. Ama ben hemen rakibin önüne geçtim tam çalım yapacağım sırada topu geri Cris'e attı. Cris Julian tarafından markaja alınmıştı yani yanlış karar vermişti. Hemen Cris'e doğru koşmaya başladım. Ama ne yazıkki ayağıma doğru kayan az önceki rakibi geç farkettim. Kendi yerde buldum. Daha yeni iyileşen Hanz'ın sakatladığı ayağıma kaymıştı. Ayağımdan kanlar akıyordu. Demek en başından beridir bunu planlıyorlardı. Ama hakemler maçı durdurmadı. Ama neden maçı durdurmaları gerekirdi. Cris Julian'ın benim için endişelenip bana bakmasını fırsatını değerlendirerek kaleye doğru koşmaya başladı. Ve şut çekti gol atmıştı. Ayağımın acısı yetmiyor gibi yerde oturmuş sinir krizi geçiriyordum. Tsubasa'ya baktım. Bizim antrenörümüz ile konuşıyordu. İkiside çok sinirliydi. Hakemler ise faul vermek için çok geç kalmıştı. Bu hakemlerin sorunu neydi. Beni sahadan çıkarttılar. Doktor sakat ayağıma darbe yediğimi ama o kadar tehlikeli olmadığını ancak bu gün oyuna giremeyeceğimi söyledi. Nasıl oluyordu bu tüm olumsuzluklar üst üste geliyordu. Birden odaya Tsubasa girdi. Sinirliydi. Hakemleri federasyona şikayet edeceğim dedi. Nedense bu beni mutlu etmişti. Bana baktı sonra doktora dönerek durumu nasıl dedi. Doktor olumsuz şekilde başını salladı. Tsubasa bana döndü. Beniz bu sefer ne olursa olsun maça çıkamazsın yoksa gerçekten ömür boyu sakat kalabilirsin dedi. Maçlarda böyle şeyler çok olur alışman lazım dedi. Diyecek birşey bulamıyordum. Ne kadar itiraz etsemde beni maça çıkartmayacaklardı. Düdük sesi duydum. 1. Yarı 2-1 bitmişti. Julian'a güvenmek dışında yapabilecek birşeyim yoktu.

Evet bu bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz yorumlarınızı bekliyorum.

Tsubasa & Victory Kickoff / Türk bir futbolcu kızın hikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin