5.Ailenin Yıkımı

203 8 2
                                    

Selam! Bu bölüm de bir ailenin parçalanmasını en içten ve acıklı şekilde gözlerimizin önüne serilecek. Ayrıca sadece ailenin yıkımı değil, aslında onların hiçbir zaman bir aile olamamasını ve en önemlisi de aile sıcaklığını hiçbir zaman tatmamış bir kızın bu durumla baş etmesini içten bir şekilde göreceğiz. İyi okumalar:)

'' Ben senin babanım, demeyi o kadar çok isterdim ki ama ben senin baban değilim, Mira. Biz senin gerçek ailen değiliz.''

Yutkundum. Göğsüme bir ağrı girdi. Zehir gibi vücudumda yayılıyordu. Beni mahvediyordu. Nasıl benim ailem değillerdi? Bugün neler oluyordu böyle?

Hayatım boyunca bir yalanın içinde miydim? Nasıl bir şeydi bu böyle? Bildiğim, öğrendiğim, saygı duyduğum her şey mi yalandı?

Kalbim kanıyordu. Ellerim, vücudum her yerim titriyordu. Kekeleyerek konuşmaya çalıştım ama ne dediğimi ben bile anlamıyordum.

Aile... Aile sıcaklığına hiçbir zaman sahip olamamıştım ama ben yine de onları ailem olarak görmüştüm. Meğerse onlar benim gerçek ailem bile değillermiş. Şimdi taşlar yerine oturmaya başlamıştı. Gerçek bile olmayan bir aile için ben bunca yıl kendimi suçlamıştım. Neden beni sevmiyorlar? Neden bana başka ailelerin çocuklarına davrandıkları gibi davranmıyorlar, diye kendimi paralamıştım. Ben onların gerçek kızları bile değilmişim. Onlar bana bunu söylemeyi bile layık görmemişler ama yine de eksik parçalar vardı. O zaman neden babam yani babam olduğunu düşündüğüm adam benim hayatımı mahvettiğini söylemişti?

Onların gözlerinin içine bakarak '' Beni yetim mi aldınız?'' dedim.

Annem, gözyaşlarına hakim olamıyordu. Babam sert ve keskin bir sesle '' Hayır, '' dedi. Yüzünde hem kızgınlık hem de kırgınlık vardı ama buna hakkı yoktu. Bana karşı hiçbir zaman böyle davranmaya hakkı yoktu. O benim gerçek babam bile değilmiş ki.

Sinirle nefes soluyarak '' Bana kızgınlıkla bakamazsın. Burada kızgın olabilecek biri varsa o da benim, anladın mı?'' dedim.

'' Bunu öğrenmeni asla istemedim ve sana geriye kalanları anlatırsam eğer kalbin yanarcasına tüm vücudunda acıyı hissedeceksin. ''

Kesin bir dille konuştum. '' Bırak da ona ben karar vereyim.''

Annem, gözlerimin içine baktı. '' Mira, yapma.'' Bana doğru bir adım attı. '' Öğreneceklerin sana acıdan başka bir şey vermeyecek. Sadece...'' Durdu ve söyleyeceklerinden korkarak bana baktı ama benim durmaya niyetim yoktu.

'' Sadece ne?''dedim, bağıran bir sesle.

Hiç kimseden tek bir ses bile çıkmıyordu. Nasıl bunu yapabiliyorlardı? Bana nasıl hala gerçekleri anlatmamak için duygu sömürüsü yapıyorlardı? YETTİ, ARTIK. SUSMAYACAKTIM. GERÇEKLERDEN KAÇMAYACAKTIM!

Büyük bir hiddetle '' Yeterrrrrrrrrrrr,'' diye bağırmaya başladım. '' Beni görmüyor musunuz? Gerçekten ne halde olduğumu görmüyor musunuz? Ben, her gün biraz daha tükeniyorum. İçimdeki karanlık, beni tüketmekten ileriye geçmeye başladı. Ölüyorum, anlıyor musunuz? Ölüyorum ve kimse beni fark etmiyor, kimse bana neler olduğunu sorgulamıyor. Bana artık anlatın.'' Hıçkırmaya başladım. '' Gerçekleri...''

Babam, bir adım ileriye atıp bana yaklaştı ve ellerimden tuttu. İlk defa ellerimden tutuyordu. Ellerimi, tutması için benim yok olduğumu görmesi mi gerekiyordu? Bunlarla beni kandırmazdı, belki daha öncesinde bunu yapmış olsaydı o kadar mutlu olurdum ki ama şimdi gerçekler dışında hiçbir şey beni mutlu edemezdi ki onların da beni mutlu edeceğinden şüpheliydim.

Aynanın Görünmeyen YüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin