3_ECEL'İN NEFESİ

20 5 0
                                    

Aslında her şeyi kabul eden bir insan değildim ama Valerie'nin beni bulduğu dönemde psikolojik açıdan kötü bir durumdaydım. Dahası anlamını çözemediğim bir şekilde migrene benzeyen çınlamayla karışık ağrılar çekiyordum. Bir çok doktora gitmiş olmam bile hafifletmek dışında bir işe yaramadı. Ki hafiflemesi bile her zaman olan bir şey değildi.

Acının her türlü beni tükettiği bir dönemde korkaklık yaparak iblisimin acıyı dindirmesini istedim. Bedenimi alması karşılığında beni bu amansız acıdan kurtarsın istedim. Beni kandırmış.

Beni kandırdığını ise çalınan kapıyla kulaklarımı çınlatacak kadar olan acı dalgasının şakaklarıma vurmasıyla anladım. Dudaklarımdan engelleyemediğim bir inilti kaçarken bedenim iki büklüm oldu. Benim iniltim üzerine kapı daha şiddetli çalınmaya başlarken Boris bir küfür savurdu "siktir, ecel peşindeyse niye yanımıza geliyorsun lan!?"

Valerie, gülüşünü öksürüğü boğarken "gözlerimi yaşartıyorsun Borita, beni bu kadar düşünme." Diyerek dalga geçti ve kafasını diğer tarafa çevirince Rayen'i görerek "ölü kral," diyerek hem beni hem de diğerlerini bozguna uğrattı "sen de mi buradasın? Cık cık cık tacına ne oldu, kayıp mı ettin yoksa?"

Rayen dişlerini sıksada tıpkı Valerie gibi "şehvet elçisi," diyerek uyarıcı bir şekilde gülümsedi "sen savaşlarda taraf değiştirmekten konuşacak vakit bulabiliyor musun? Ve bir şey daha biraz daha böyle durmaya devam edersek ecel kapıyı kırıp içeriye girecek ve sen de artık benim gibi bir ölü olacaksın. Hepiniz bana arkadaşlık edeceksiniz ve ecel, ondan çaldığınızı geri alacak."

Çınlamam geçince birden ağlamaklı bir sesle araya girdim "lan siz çete misiniz? Niye elalemin şeylerini çalıyorsunuz? Hadi çaldınız niye evime geliyorsunuz? Ulan hadi geldiniz niye benim evim lan niye? Ya ne çaldıysanız geri verin gitsin, Allah bir çarpar dümdüz eder vallaha ya!"

Önce beni sonra sizi galiba.

Benim ağlamaklı söylenmelerim arasında kapı sesi kesildiğinde herkes bir bana bir kapıya baktı. En son Boris "işte şimdi sıçtık." Dedi ve arkasından Valerie "sesini duydu, kahretsin!" Diyince derince yutkundum.

Benim sesimi mi duymuştu? Bu ecel dedikleri... benim bildiğim ecel değil, değil mi?

Ben iyi değilim.

Rayen'in attığı kahkahayla irkildiğimde bu sefer tüm gözler ona döndü daha doğrusu Boris hariç galiba o, onu hala göremiyordu. "Umarım benim gördüğüm dışında ecelin nefesine dokunmamışsındır hırsız."

Boris kollarıyla kendini sararak "dünya ahiret bacımdır, karım da olsa dokunmadım yani!" Dediğinde bu sefer de Valerie kahkaha attı. "Evet sayın seyirciler şuana kadar gördüğünüz tüm U dönüşlerini unutun, bu gördüğünüz iyisinin de iyisiydi." Diyerek tekrar kahkaha attı ama öksürerek kesmek zorunda kaldı. "Var ya," diye devam etti çürümüş boğazına rağmen "ben troya savaşında bile böyle bir dönüş yapmadım."

Bu sefer de beyaz çikolatayı sehpadan alarak kucağıma çekerek "ya sen troya savaşını da mı gördün ya!?" Diye sızlandım ama peşinden ağzıma çikolatayı tıktım.

İnsan yemek yemeyi özler mi lan, şuan ağzıma soktuğum kaşığı bile yiyebilirim o derece.

Valerie en sonunda yavaşça sehpamdan doğruldu ve boğazına rağmen kibirli bir bakışla saçlarını savurdu. "Yani samyeli," dedi ve iki eliyle birden kendisini gösterdi "ben bu güzelliği iki günde mi yaptım sanıyorsun? Bunun için asırlar harcadım."

Rayen gözlerini devirerek "sadece taraf değiştirmekten bulduğu vakitlerde aynaya bakıyor o kadar." Dedi ve Valerie'den kınayıcı bir bakış aldı "sen önce kendi ölü tenine bak!"

RUH KAPANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin