Keyifli okumalar:)Taksinin kapısını kapattığımda rahat bir nefes aldım. Hemen ardından kafamı taksinin penceresinden soktum. "hakkını helal et Fehmi abi, cipsini yedik o kadar."
Yol boyunca Taksiciyle ve intihar etmeye çalışırken cipsle kurtardığım çocukla bol bol sohpet etmiştik. Taksicinin adı Fehmi, psikolojik buhranda olanın adı da Fırat'tı.
Kim demişti cips hayat kurtarmaz diye?
Fehmi abi gülerek "helal olsun, hadi sağ salim gidin." Dediğinde kafamı pencereden çektim. El sallayarak onu uğurladığımda arkama dönerek Fırat'a baktım.
Bir dakika, galiba gerçekten delirdi.
"Lan ne yapıyorsun sen?" Diyip öne atılarak bileğine yapıştım. Ama o bana sadece milimlik bir bakış atarak kazağını çekiştirmeye devam etti, bileklerine yapıştığım ellerimi itmeyi de ihmal etmemişti. "Kendimi düşüncelerimin kanlarıyla kirlenmiş hissediyorum."
'Bence deli değil, sadece çok fazla okumuş.'
"Tamam," dedim ellerimi havaya kaldırarak. Kazağını hınca hınç çıkarmaya çalışmasına izin verdim. "Şimdi sakin ol ve elindeki kazağı bırak."
'Kazaklar aşağı, soyguncu.'
'Ya da donlar.'
'Eller yukarı, donlar aşağı fani insanlar ha ha ha.'
Dişlerimi yanağımın içine geçirerek gülmemi engellemeye çalıştım ama bu daha çok hönkürmeli püskürmeli gülmeme neden oldu. Fırat, kollarını çıkarıp kafasını çıkaramadığı kazak savaş meydanından hayal kırıklığı dolu bir bakış attı.
"Neden gülüyorsun ya? Çok müşkül bir durumdayım!"
"Bu şey biraz daha soyunmaya devam ederse elimden bir kaza çıkacak."
Gelen sese döndüğümde evin önündeki kaldırımda duran Ecel'le karşılaştım. Ben niye gelen geçen herkesi eve alıyordum ya?
'Biz cevap verelim mi?'
'Beyin ve beyni kullanmak diye bir şey duydun mu, Kasırgacığım?"
Gözlerimi iki tarafa da ithafen devirerek Fırat'a döndüm. "Pişt! Bu şey!" Dediğimde Fırat bana bön bön baktı. "Yanlışlıkla ölmek istemiyorsan, kazağını indir ve donuna dokunmadan içeriye gir."
Canım, biricik, benim güzel evime dönerek saçlarımı savurdum. Geçen sefer havalı yürüdüğümü zannederken gaipten gelen seslerimin dedikleri yüzünden, havalı yürümek yerine normal bir şekilde yürüdüm.
Hiç bir şey değişmedi, ben hala havalı hissediyorum?
Arada sırada göz ucuyla Fırat'ın gelip gelmediğini kontrol ederek kapıya geldim ve kilidi yuvasına yerleştirdim. Ancak Ecel tarafından içeriye girmeden durduruldum. "Konuşabilir miyiz?"
'Ya gerçekten taktik değiştirdi ya da oyun oynuyor bizimle.'
'Ama biz neyiz? Biz bunları yer miyiz!?'
'Yemeyiz! Biz kasırgayız! Onu da oyunlarını da yıkar geçeriz!'
Az yavaş gaza gelin.
'Ay pardon, yanlışlıkla ölüm emrini verecektim.'
Sakin olun good people's.
Kapıyı açarak Fırat'ı içeriye ittim. "Sakın soyunma ve kendini öldürmeye çalışma. İçeride dedem var ben birazdan geliyorum." Dedikten sonra omzuna iki kere vurdum. "Uslu bir çocuk olursan sana dondurma alırım, hadi koş oyna."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH KAPANI
Fantasy"Ölsek ve yeniden doğsak da," diyerek devam ettirdim onu. Bu onun dudaklarında tatlı bir tebessüm oluşmasına neden oldu. Onu devam ettirmemle bana karşılık verdi "ihanet kalbimizi kurutsa da," "Bir gün yüzyıllarca ayrı kalsak da," "Birbirimizi öld...