Komşu Düşmanlığı.

3.

Kahvemden yudum aldım ve kenara koydum. Ardından çantamdan en sevdiğim rujumu sürdüm. Telefonumun kamerasını açtım ve kendime baktım. Her zaman ki gibi mükemmel görünüşüme gülümsedim.

Pelo kolumu dürttü ve "ayaklı gazete Okan geliyor" dedi. Geçen seneden beri Okana kendi aramız da ayaklı gazete lakabını takmıştık.

Okan yanımıza yaklaştı ve "naber efso?" dedi. Efso demesine güldüm ve "iyi Okan. Senden?" diye sordum. Geçen sene ortalığı ayağa kaldırdığımdan beridir Okan da çoğu insan gibi, bana Efsun demek yerine, efso diyordu.

Okan güldü ve "kızım ne biçim dedikodun yapılıyor haberin yok" diye cevapladı.

Bu çocuğun ağzında bakla ıslanmadığı için, gülerek "hayırdır?" dedim. Okan güldü ve "yedi başlı Duru seni herkese kötülüyormuş" diye cevapladı. Kahvemden bi yudum aldım ve bakışlarımı bahçeye çevirdim.

Duru ve Ata el ele tutuşmuşlardı. Etraflarında çok insan olduğunu görünce gülümsedim ve çantamdan rujumu çıkarıp sürdüm. Peloya dönüp "yürü Pelo" dedim.

Okan güldü ve "ve efso sahalara geri döndü" dedi. Banktan kalkıp kalabalığa doğru yürümeye başladım. Duru herkese bir şeyler anlatıyordu. Yaklaştıkça Durunun sesi gelmesiyle ne demek istediğini anladım.

Duru saçlarını geriye attı ve "işte öyle tanıştık Atayla" dedi. Gülerek önüne çıktım ve "Bana ihanet ettiğinizi de anlattın mı? yeni gelen öğrenciler belki o ayrıntıyı bilmiyordur" dedim.

Duru beni gördüğü an sinirle gözlerini devirdi ve "sevgiline sahip olamayan sensin. Suç bende değil" dedi.

Güldüm ve "beni bıraktığı gibi seni bırakırsa çok komik olmaz mıydı?" diye sordum. Herkes atışmamızı izliyordu. Duru sinirden deliye dönmüş bi şekilde, "seni seçmedi. Beni seçti" dedi.

Güldüm ve "bi erkeğin seçimine kendini bırakıyorsan işin çok zor" diye cevapladım.

Ardından arkamı dönüp okula doğru yürümeye başladım. Okulda ki herkesin bakışlarını umursamadan içeri girdim. İstersem çok arkadaşım olabilirdi. Ancak az ve öz olması benim için daha iyiydi.

***

Okuldan sonra buluşacağım ve ev arkadaşlığı için konuşacağım kızlara bi kafenin konumunu attım.

Şimdi ise Pelinle birlikte kızları bekliyorduk. Pelin kahvesinden bi yudum aldı ve "Fark ettin mi bilmiyorum ama Duru saçlarını senin ki gibi kestirmiş" dedi. "Durunun hiçbir zaman kendine öz tarzı olmadı ki" diye cevapladım.

Tam o sıra da içeri kızlar girdiler ve Pelin el salladı. Yanımıza gelip sandalyelere oturdular.

İrem denen kız bakışlarını bana çevirdi ve "Efsun naber ya?" dedi. Gülümsedim ve "çok iyiyim, teşekkür ederim. Sen nasılsın?" dedim.

İrem gülümsedi ve tam bir şey söyleyecekken, Sudenaz lafa atladı "Efsun kızım ortalığı yıkıyorsun. Her yerde sen konuşuyorsun nasıl yapabiliyorsun bunların hepsini?" diye sordu ve gözlerini kocaman açtı.

Gülümsedim ve "Doğru insanı konuşmalarına sevindim" diye cevapladım. Sudenaz susmadı ve "bitek sen değil. Duru ve Ata da çok konuşuluyor" diye cevapladı. Gülümsedim ve "İhanetleri mi konuşuluyor?" diye sordum.