Komşu Düşmanlığı.

2. Özel Bölüm.

1 Ağustos 2030

Gözlerime vuran ışıkla istemsizce gülümsedim. Bahçenin toprak kokusunu içime çekiyordum. Bedenim bu kokuyu severken, bakışlarım bahçe de, top oynayan bizimkilerdeydi.

"Efsun, gelsene!"

O an daldığımı fark edip bakışlarım İremi buldu. Her zaman ki sarı saçlarını geriye itip eliyle gelmem için işaret etti. Ancak gülümseyip başımı iki yana salladım.

"Nida biliyor musun? senin bu Özgür amcan hiçbir zaman top oynayamazdı!"

Pelin gülerek sadece Özgürle dalga geçiyordu. Özgür ise sinirli bakışlarını Peline çevirdi.

Nida Alpe yaklaştı ve kucağına alması için kollarını iki yana açtı. Masmavi gözleriyle aynı Alpe benziyordu. Alp gülümsedi ve hızla Nidayı kucağına aldı. Nidanın ve Alp'in masmavi gözleri beni buldu. Öyle güzel bakıyorlardı ki, onlara bir daha aşık olmuştum.

"İrem hanım, şike yaparken yakalandınız! bu davayı hakem hanıma sormak istiyorum!"

Sami hızla Nidanın yanına yaklaştı. Elinde mikrofon varmış gibi elini Nidaya uzattı ve, "sayın hakem hanım. Gördüğünüz şikeyi anlatır mısınız lütfen?" diye sordu.

Nida şaşkın bir şekilde Samiye bakarken, Sami elini hızla çekti ve, "bak! gördün mü hakem bile görmüş!"  diye haykırdı. Ege ve İrem ise sinirli bir şekilde Samiye bakıyorlardı.

İrem eliyle büyük karnını gösterdi ve, "bana bak! oğlum doğduğu an seni dövmesi için tembihleyeceğim!" diye haykırdı.

Onların bu didişmesi eski günlerimizi hatırlatmıştı.

Eren kucağında tuttuğu ikizlerini uyutmaya çalışıyordu. Bebekleri doğmuştu ve Beyza tüm işi Erene kitliyordu. Onların bu görüntüsü gerçekten komik gözüküyordu.

"Sami amca!" 

Nida Samiyi istiyordu. Alp kucağındaki Nidayı Samiye uzattı. Sami de kucağına aldı. Nida her zaman ki gibi Saminin sırtına çıktı ve, "Süpermen olmak istiyorum!" diye haykırdı.

Sami yavaşça etrafta koşmaya başladı. Bu Nidanın hoşuna gitmiş olacak ki kahkahalarla gülüyordu.

Beyza ve Erenin ikiz kız bebekleri olmuştu. Birinin adı Doğaydı. Diğerinin ismini de, Duru koymuşlardı. Göz olarak Beyzanın masmavi gözlerine benzemiyorlardı. Erene çekmişlerdi.

İrem ise hamileydi. Erkek çocuğu olacaktı. Karnı burnundaydı, yakında doğuracaktı.

Pelin ve Özgür evlenmişlerdi. Ancak bi çocukları olmamıştı.

Sude ve Ulaşın da çocukları vardı. Üç yaşında ki erkek çocuğu vardı. Ve Nidayla çok iyi anlaşıyorlardı.

Artık daha da büyümüştük. Ailemiz genişlemişti.

"Toprak, uyandın mı anneciğim?"

Sude kıvırcık saçlarını topuz yapmış bir şekilde oğluyla ilgileniyordu. Ulaş ise Egeyle top oynamakla meşguldu.

"Toprak kıvırcık saçlarını karıştırdı ve elindeki suyu kenara bırakıp bahçeye doğru yavaşça yürümeye başladı. Ara sıra düşüyordu ancak geri kalkıp toparlanabiliyordu.

"Sami! oğlum dikkat etsene. Kızıma bir şey olursa.."

Sami gözlerini devirdi ve sırtındaki Nidayı yavaşça yere bıraktı. Ardından, "Nida, senin bu baban beni çok yoruyor.." Diye mırıldandı.