Kızlarla tüm gün gezmiştik. Bi kafeye oturduğumuzda, dün gece gördüklerimi anlatmaya karar verdim. "Dün gece Özgür sarhoş olmuştu. Alple konuştuklarını duydum" diye başladım.
Pelin bana baktı ve, "niye sarhoş olmuş acaba?" diye sordu.
Sude, Pelonun dediğine gözlerini devirdi ve "bizene Pelo?" diye sordu.
Beyza bana baktı ve "sonra noldu?" diye sordu. "bir şey olmadı öyle işte konuşuyorlardı" diye cevapladım.
Ardından kahvemi yudumladım ve çantamdan rujumu çıkardım. Tam sürecekken, telefonumun çalmasıyla ruju tekrar çantama koyup telefonu açtım.
Annem mutlu sesiyle, "size geliyorum" diye yanıtladı. Anlamadığım için, "bana niye geliyorsun?" diye sordum. Annem kahkahalarla güldü ve "öyle kahve içmeye" dedi.
Ardından, "1 saatlik yol kaldı haber ediyim dedim" dedi. Aklım yerine gelince şok içerisinde kızlara baktım. Ardından, "tamam hadi görüşürüz " diye cevaplayıp, telefonu kapattım.
Beyza bana baktı ve "kızım niye ışık görmüş tavşan gibi bakıyorsun?" diye sordu. Şok içerisinde, "annem geliyormuş" dedim. Direkt ayaklandılar ve alışveriş merkezinden çıkıp, taksi çevirdik.
İrem bana döndü ve, "ya söylesen annene eve bizi aldığını" diye cevapladı. Gözlerimi devirdim ve "anneme sizi söylersem delirebilir" diye yanıtladım. Bizim binanın önüne geldiğimizde ışık hızında taksiden indik ve eve doğru koşmaya başladık.
Binaya girdiğimizde asansörü beklemeden eve doğru koşmaya başladık. Arkamızdan Özgür, "it mi kovalıyor?" diye bağırmasını önemsemedik.
Evin anahtarını çantamdan çıkardım ve evin kilidini açıp içeri girdik.
Ev aşırı derecede dağınık olduğunu fark edince. Ağlamamak için kendimi tuttum. Kızlar kendi eşyalarını dolaba sıkıştırmaya başladılar.
Ben de üstümü hemen değiştirip, süpürgeyi açtım. Pelin ve İrem evi topluyorlardı. Ben evi süpürüyordum. Sude benim arkamdan evi siliyordu. Beyza ise yemekleri yapıyordu.
Evi süpürme işi bitince, Beyzanın yanında yemekleri yapmaya başladım. Evi silme işi bitince de Sude, İrem ve Peline yardım etmeye gitti.
Ev işleri tamamen bittiği sırada, annemden gelen aramayı açtım. Annem, "kızım sizin binayı karıştırdım ben. Beyaz binaydı dimi" diye sordu.
Bu kadar hızlı bir şekilde geldiği için ufak bi şok geçirmiştim. "evet anne beyaz bina. Evde bekliyorum" diyip telefonu kapattım. Kızların kollarından tuttum ve aklıma gelen fikirle gülümsedim. Şimdi evden direkt göndericektim.
Aşağıya inerken, annemin sesi gelince Kızlara baktım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Şimdi ne diyecektim? Birden Alplerin evinin kapısı açılınca, Kızları içeri ittim ve kapıyı kapattım.
Annem karşımda belirince, sıkıntılı bir şekilde gülümsedim ve "ay çok özlemişim" dedim. Ardından annemi eve geçirdim ve kapıyı açıp içeri girdik.
Annemle birlikte salona geçtik ve oturduk. Annem bana sarıldı ve "saçlarını gene havuç mu yaptın sen?" diye sordu.
Güldüm ve "ben bu renkten kurtulamıyorum" diye yanıtladım. Ardından, "sen nasılsın?" diye sordum. "ay nasıl olayım? gene babanla kavga ettim gelirken" diye yanıtladı.
Aklım kızlardaydı, "neden?" diye sordum. Annem anlatmaya başladı ancak kafamı vererek dinlemiyordum. Yutkundum ve kızları düşünmeye başladım. Ayağa kalktım ve "ben birşeyler getiriyim. Açsındır yoldan geldin" dedim ve koşar adımlarla mutfağa doğru ilerledim. Tabakları aldım ve tekrar salona doğru yürümeye başladım. Bir şey yapıp, aşağıya kızların yanına inmem gerekiyordu. Yutkundum ve annemin önüne yaptığımız poğaçaları ve tatlıları koydum. Ardından tekrardan mutfağa doğru ilerledim. Mutfağa girdim ve çayı alıp salona tekrar geldim. Anneme çay doldurdum ve yanına oturdum. Ardından sohbet etmeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komşu Düşmanlığı.
HumorKız öğrenci eviyle Erkek öğrenci evinin savaşıdır! • Gece yarısında alt komşusu yüksek sesle müzik açtığı için rahatsız olup, konuşmaya giden Efsun. Komşusunun, erkek öğrenci evi olduğunu bilmiyordu. |Tamamlandı.