19.

69.6K 3.6K 456
                                    

171k√

Bir okuruma ithafen abartmayıp, o kadar da uzun bekletmeden attım bölümü jwkznskxj siz kitapsızlıktan ölmeyin diye hep bunlar. (Önceki bölümü 4 gün önce atmışım.)

𖥸𖥸

SAFİR TUNA ARSLANOĞLU

Oturduğum sandalyede bir o tarafa bir bu tarafa dönerek elimdeki dosyalara göz gezdiriyordum. Önemli bir toplantımız vardı biraz sonra. Yurtdışından annemin tanıdığı arkadaşı sayesinde bize başvurmuşlardı. Dosyada plan ve sözleşmeyle ilgili bir kaç maddeyi daha gözden geçirdikten sonra dosyayı kapatıp telefonuma uzandım. Hiç mesajın olmadığını gördüm. Onu boşverip Çağrı'yı aradım.

Çağrı benim ortağım. Bu şirketi beraber canla başla çalışarak bu hale getirmiştik. Onunda benim olduğu gibi herşeyde söz hakkı vardı. Açılan telefondan duyduğum sesiyle konuşmaya başladım.

"Napıyorsun kardeşim?"

Bir kaç hışırtı sesi duyuldu. "Şu geçen görüştüğüm adamın ev planında bir değişiklik yaptığını öğrendim. Onu düzenlemeye çalışıyorum."

Anladım dercesi bir mırıltı çıkardım. "Bu gelecek olan adamlarla işbirliği işini kabul etme taraftarıyım. Sen ne diyorsun?" Dediğimde, "sen bilirsin. Sen ilgileniyorsun o işle." Dedi.

Biraz da işle ilgili konuştuktan sonra telefonu kapattık. Bir kaç dakika sonra kapı çaldı. "Gir"

Verdiğim komutla kapı açıldı. İçeriye giren Parla ile derin bir nefes aldım. Bu kızdan artık gına geldi!

"Merhaba," dedi. Ayağına giydiği kafam kadar topukluyla bana doğru yürüdü. Çıkan 'tak tak' sesinden nefret ediyordum. Ne anlıyordu acaba onu giydiğinde.

Başımla verdiği selamı aldım. Onun dışında hiç bir şey söylemedim. "Buradan geçiyordum da bir uğrayayım dedim." Masanın önündeki misafir koltuğuna oturdu. Önündeki sehpaya cırt mor rengindeki çantasını bıraktı. "Nasılsın?"

"İyiyim, teşekkürler. Sen nasılsın?" Dedim isteksizce. Benim bu tavırlarımı o asla takmıyordu.

"Bende çok iyiyim. Biraz önce annenle konuştum. O da senin burada olduğunu söyleyince gelmek istedim. Özledim seni." Dedi özlediğini belli eden sesiyle. Bir yandan onu kırmak istemesemde o böyle direttikçe benim yapabileceğim pek bir şey olmuyordu.

Bana 2 hafta önce gittiği Paris maceralarını anlatırken lafının ortasında telefonum çaldı. Kimin aradığına bakıp Parla'ya "Afedersin." Dedim ve aramayı cevapladım. Kayra'yı alnından öpeceğim. "Alo"

"Kimin abisi bu? Bu benim abim birazcık tatlı-" diye şarkı söylemeye başlamıştı ki anında kestim. "Yeterli bu kadar. Kulak sağlığımı önemsiyorum."

"Kalbimi kırıyorsun." Dedi. Şu an duygu sömürüsü yapmak için dudak büktüğüne adım kadar emindim. "Neredesin? Ne zaman geleceksin?"

Bir elimi cebime soktum ve biraz önce çıktığım odanın kapısından biraz çekildim. Sesimi kısıp, "biraz daha işim var burada." Dedim. Bir şeyler karıştırıyormuş gibi ses çıkmıştı. Bir anda, "tamam," diye yükseldi.

DELİ GELİYORUM DEMEZ!! °Yarı Texting°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin