02

364 61 16
                                    

Sekiz yıl önce

Koridorun sonundan bile duyulan sesin kendi odalarından geldiğinden hiçbir şüphesi yoktu Chan'ın. Sık sık bu bağırışmalar olurdu onların odasında. Ve kime ait olduklarını çok iyi biliyordu.

Adımlarını hızlandırıp omzundaki çantayı düzeltti ve odaya sakince girdi Chan. Tahmin ettiği gibi..

Minho bir eliyle Hyunjin'in, diğer eliyle Jisung'un kulağını tutmuş, ikisine de nutuk çekerken ikili acıyla bağırıyordu.

Odada göz gezdirdiginde diğer küçüklerinin yerde oturmuş gülüştüğünü görmüştü. Bu görüntü fazlasıyla hoşlarına gidiyor olmalıydı. Henüz onun geldiğini fark etmemişlerdi.

"Burada beraber büyüdüğünüzü, kardeş olduğunuzu ve birbirinizden başka kimseniz olmadığını unutmayın diye kaç kere söyledi lan size Chan hyung. Bizim birbirimizden başka kimimiz var oğlum? Sürekli ne diye kavga edip duruyorsunuz? Yarın düştüğünde size elini o uğruna kavga ettiğiniz kızlar mı uzatacak sanıyorsunuz? Lan bizi ailemiz atmış bir kenara, elin kızı yanımızda olacak?"

Chan Minho'nun söyledikleriyle yutkundu. Bunlar onun sözleriydi. Sadece biraz daha kaba..

"Şimdi, birbirinizden özür diliyorsunuz ve asla başka biri için birbirinizle kavga etmiyorsunuz. Eğer görürsem, kulaklarınızdan tavana asarım sizi, duydunuz mu?"

İkili hızlıca başlarıyla onaylamıştı büyüklerini. Haklı olduğunu elbette biliyorlardı. Henüz on üç yaşında olabilirlerdi ama hayatın yükünü çok küçükken omuzlarına almışlardı. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırt edebiliyorlardı.

İlk adımı atan Hyunjin oldu. Elini Jisung'un omzuna koyup yüzüne küçük bir gülümseme yerleştirdi.

"Özür dilerim Han-nie~ Sana bağırmak istememiştim."

Jisung'un da yüzünde tatlı bir gülümseme oluşurken Chan da gülümsedi.

"Asıl ben özür dilerim Jin-nie~ Saçlarını çektiğim için."

HiraethHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin