01

401 70 32
                                    

"Söylediğim isimleri araştırdın mı Taehyun?"

Ellerini masasının üzerinde birleştirip dikkatini tamamen asistanına vermişti Bang Chan. Sabrı kalmamıştı daha fazla. Merak ediyordu ve öğrenmek istiyordu artık. Neredeydi, nasıldı minikleri? Ne yapıyorlardı ya da.. yaşıyorlar mıydı?

Bu ihtimali hızlıca sildi kafasından Chan. Düşüncesi bile korkunçtu.

"Evet araştırdım efendim."

Taehyun elindeki dosyayı açıp bilgilendirme yapacağını bildirircesine patronunun masasına yaklaştı. Chan ise dikkatlice ona bakıyordu.

"Lee Minho. Sizden bir sene sonra yurttan ayrılmış. Lise terk. Üniversite okumamış ve uzun bir süre ne yaptığıyla ilgili bir bilgi yok. Son yıllarda bir barda barmenlik yaptığı biliniyor."

"Neden insanlara bu şeyleri satıp onları zehirlerler ki?"

Karşı bankta elinde bira şişesiyle oturan birkaç çocuğa bakarak mırıldanan küçüğüne gülümsemişti Chris. Elini uzatıp ne kadar nefret ettigini bilse de küçüğünün saçlarını okşadı.

"Onlara akıl sır etmez Minho.."

Aklına gelen anıyla iç çekti Chan. Nasıl olmuştu bu?

Asistanının sesiyle düşüncelerinden koptu.

"Seo Changbin. Sizden iki yıl sonra yurttan ayrılmış. Lise üçüncü sınıftayken karıştığı büyük bir kavga sebebiyle okuldan atılmış ve bir daha hiçbir okul tarafından kabul edilmemiş. Onun da uzun süre ne yaptığı bilinmiyor. Ama şimdi illegal dövüşlerin en sevilen isimlerinden biri."

Bir daha kavga etmeyeceğine söz vermiştin, Changbin-ah..

"Hwang Hyunjin. Sizden iki yıl sonra yurtta sürekli sorun çıkardığı için başka bir yurda gönderilmiş. On sekiz yaşına geldiğinde de oradakiler onu daha fazla tutmak istemeyip bir an önce yurttan çıkarmışlar. Bilgilere göre yurtta üzerinde birçok kez uyuşturucu madde yakalanmış. Yurttan çıktıktan iki sene sonra da hastane kayıtlarına göre sokakta onu aşırı doz uyusturucudan kriz geçirirken bulmuşlar. Nerede ne yaptığı bilinmiyor ama hastane raporunda bulunduğu yer var sadece."

Duyduklarından sonra derin bir nefes alıp eliyle yüzünü sıvazlamıştı Chan. Hyunjin bu batağa nasıl düşmüştü?

Yanında olmalıydım.. Ona sahip çıkmalıydım.

"İyi misiniz efendim?"

"İyiyim, devam et lütfen."

Taehyun patronunun üzerinde biraz gozlerini gezdirip derin bir nefes aldı ve devam etti.

"Han Jisung. Sizden üç sene sonra yurttan ayrılmış. Lise terk. Bir akrabasından kalan evde yaşıyor. Hakkında pek fazla bilgi yok ama sabıka kaydına göre hakkında çok fazla şikayet var ve birçok sözlü kavga içerisinde bulunmuş. İnsanların dediğine göre sarhoş bir şekilde sürekli insanlara sataşıyor ve başına dert alıyormuş. Komşuları onun yedi yirmidört sarhoş gezdiğini söylüyor. Anlayacağınız bir alkolik."

"Yanlışın olmasın Taehyun? Jisung.. Asla alkol almaz. O öyle huzursuzluk sevmez, kavgaya gürültüye dayanamaz o. Onun sataşacağı tek kişi Hyunjin.."

Taehyun ne yapacağını bilemeyerek omuz silkti.

"Üzgünüm efendim, elimizdeki bilgiler böyle."

Hayır.. inanmıyorum. Buar doğru olamaz.

"Lee Felix. Jisung ile aynı zamanda yurttan çıkmış. Beraber yaşıyorlar. Açıktan üniversite okuyor. Hukuk fakültesi. Küçük bir kafede garsonluk yapıyor. Onun hakkında sahip olduğumuz bilgiler bu kadar."

Az da olsa rahatlayan içiyle sesli bir nefes bırakmıştı Chan. En azından Felix ve Jisung beraberdi..

"Kim Seungmin.. Onun hakkında herhangi bir bilgiye ulaşamadım efendim. Han Jisung, kendileri yurttan ayrılmadan beş ay önce polise gidip arkadaşları Kim Seungmin'in bir gece aniden yurttan kaybolduğunu söylemiş. Yurttan çıkana kadar her gün karakola gitse de onun hakkında hiçbir bilgiye ulaşamamışlar ve yurttan kaçtığını söyleyip dosya kapanmış."

Chan şaşkınlıkla oturduğu koltuktan kalkarken elini kravatına götürdü ve çekiştirip derin nefesler almaya çalıştı. Seungmin.. Ona ne olmuştu? Neredeydi? Nasıl bunun üzerini bu kadar kolay kapatabilirlerdi?

"Sikeyim.. Nasıl dosyayı kapatırlar!? Küçücük bir çocuk aniden ortadan kayboluyor ve kimse bir şey yapmıyor mu?!"

Chan hiddetle bağırırken Taehyun irkilmişti. Patronunu ilk defa böyle görüyordu. Ilk defa bu kadar sinirliydi.

"Kimse dosyanın üzerinde durmayınca uğraşmak istememişlerdir. Han Jisung ve Lee Felix küçük ve yetim olduğu için kimse onları umursamamış olmalı."

Chan ellerini masanın kenarlarına yaslayıp derin nefesler alırken sakinleşmeye çalıştı. Ne olursa olsun küçüğünü bulacakti.

"Son olarak Yang Jeongin. Sizden iki sene sonra zengin bir aile tarafindan evlat edinilmiş. Özel bir lise okuyup bitirmiş ve şimdi de iyi bir üniversitede okul öncesi eğitimi okuyor. Onun hakkında da elimizde olan bilgiler bu kadar efendim."

İç çekip başıyla onayladı asistanını Chan. En küçükleri iyiydi en azından. Güvendeydi. Ya da öyle sanıyordu..

Taehyun patronunu daha fazla rahatsız etmek istemediği için elindeki dosyaları masanın üzerine bırakıp odadan çıktı. Chan ise kendini koltuğuna atmıştı.

Her şey nasıl bu hale gelmişti? O gittikten sonra ne olmuştu da böyle dağılmışlardı. Minho neden hayallerindeki gibi bir restorant açmamıştı? Changbin dövüş eğitmeni olmak isterken nasıl illegal işlere bulaşmıştı? Hyunjin.. Bu korkunç batağa nasıl düşmüştü o güzel çocuk? Peki Jisung, eski neşesini kayıp mı etmişti küçüğü? Seungmin.. o neredeydi, ne yapıyordu, yaşıyor muydu?

Aklını yeyip bitiren düşüncelerinden kurtulmanın tek bir yolu olduğunu biliyordu Chan. Hepsini bulmalı, konuşmalıydı. Nasıl bu hale geldiklerini onlara sormalıydı. Hesap sormalıydı, değil mi?

Onları bırakan sendin Chan..

Ama Chan onları isteyerek bırakmamıştı ki.

Gözünden süzülen yaşları ellerinin tersiyle kurulayıp masadaki dosyalardan Minho'ya ait olanı buldu. Şimdi ağlamanın zamanı değildi.

Dosyayı karıştırıp çalıştığı barın adını buldu Chan. Gidecekti. Gidip kendisinden sonra en büyük olana soracaktı. Neden en azından o diğerlerine sahip çıkmamıştı ki..?







Selamlar👋

Bu kitap aşırı dram içerecek sanırım.. Şimdiden bunun için üzgünüm 🥲

Düşüncelerinizi benimle paylaşın lütfen seviyorum sizleriii 😽😻

HiraethHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin