08

364 61 40
                                    

"Sonunda geldik. İnin hadi."

Büyüklerinin sesini duymasıyla akıllarındaki düşünceden uzaklaşmıştı Minho ve Hyunjin. Farkında değillerdi ama ikisinin de aklını aynı soru meşgul ediyordu.

Seungmin nerede?

Elbette Changbin ve Jeongini de düşünüyorlardı ama en azından nerede olduklarını biliyorlardı. Ama Seungmin.. Yaşıyor olup olmadığını bile bilmiyorlardı. Bu da akıllarından binbir türlü şeyin geçmesine neden oluyordu.

Minho sıkıntıyla nefesini verip arabadan inerken Hyunjin de aynı şekilde indi ve büyüklerini takip etti. Geldikleri yer izbe bir sokakta olsa aslında ünlü bir yerdi. Hatta öylesine ünlü ki ne kadar suç işlenirse işlensin kapatılamıyordu. Cesetler çıkıyordu çoğu zaman belki de ama bir şekilde üstü kapanıyordu.

Hyunjin'in gözleri dışarıda bekleyen korumalarda takıldığında bakışlarını yanından yürüyen hyunguna çevirdi.

"Chan hyung, içeri girebilecek miyiz?"

Chan onun sorusunu başıyla onayladı.

"Bir arkadaş sayesinde. İçeri girebilmemiz için bize yardım etti. İsmini vermemiz yeterli olacaktır."

Minho bakışlarını büyüğünün üzerinde gezdirdi. Chan hyungunun eli kolu uzun ve saygı gören biri olduğu belliydi. Buna şaşırmıyordu tabii ki. Sonuçta o Chan'dı. Herkesin gözdesi her zaman o olurdu.

Kapının önüne geldiklerinde kalıplı adamlardan biri öne çıkıp delici bakışlarını üzerlerinde gezdirdi.

"Oh Se hun. Buraya geleceğimden haberi olmalı."

Chan'ın dudaklarından dökülen isimle adamın yüzü gerilmiş geriye bir adım atıp kapının önünü açmıştı.

"Geçebilirsiniz."

Minho istemsizce sırıtırken ellerini cebine yerleştirdi ve diğer ikilinin ardından içeriye adımladı.

Gelmelerine izin verilmediği için gizli bir şekilde onları takip eden Felix ve Jisung ise gergindi. Geldikleri sokak oldukça ürkütücüydü.

"Eğer hyunglar bunu öğrenirse, bize ne yapacaklarını tahmin bile edemiyorum."

Jisung içeriye giren büyüklerini izlerken mırıldandığında Felix iç çekmişti. Açıkçası yiyeceği azar umrumda değildi. O sadece Changbin'i görmek istiyordu. Daha doğrusu gelmemesinden korkuyordu..

Eğer böyle bir şey olursa Felix ayaklarına kapanıp yalvarabilirdi. Bunu kesinlikle yapardı. Ama bilmiyordu ki Changbin onu gördüğü anda bile bütün yelkenlerini suya indirebilirdi.

"Onları kaybetmeyelim. Gel Hadi."

Jisung önden yürümeye başlayan arkadaşını kolundan tutup durdurdu.

"Nereye?"

"İçeri işte."

Jisung iç çekip ellerini beline koydu ve başını iki yana salladı.

"Sence elimizi kolumuzu sallayarak bizi içeriye sokarlar mı Lix?"

Felix dudağını büzüp omuz silkti. Neden olmasındı ki?

"Böyle yerlerin illa ki bir arka girişi olur. Gidip bulalım hadi."

Jisung mekanın arkasına doğru ilerlerken Felix de onu takip etti.

"Sen bunu nerden biliyorsun?"

"Küçükken Chan hyung gittikten sonra Hyunjin'le okuldan kaçıp internetkafeye giderdik. Orada bir sürü film izlerdik. Filmlerde hep öyle olurdu."

HiraethHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin