09

359 68 20
                                    

"İşte Felix! Bak bak."

Saklandığı duvarın arkasından arkadaşının heyecanla gösterdiği yere baktı Felix. Birkaç adam yaralı adamı kapıdan çıkarmış arabaya bindirmişti. Daha sonra araba hızla uzaklaşmıştı.

"Ordan girebiliriz bence."

"Ya içeride bizi bekleyen izbandut gibi herifler olursa?"

Felix korkuyla sorduğunda Jisung omuz silkip kapıya doğru ilerlerken mırıldandı.

"O zaman dayağımızı yer otururuz Lix."

Felix onun söylediğine göz devirip arkadaşını takip etti ve onun peşinden içeriye girdi. Depo gibi bir odaya açılıyordu kapı. Jisung önden ilerleyip bir süre kapı arkasını dinledi ve kapıyı açıp nereye geldiklerine baktı. Uzun bir koridora açılıyordu. Koridor sessizdi. Onlar sessiz bir şekilde koridorda ilerlemeye başlamışlardı.

Şanslı günümüzde olmalıyız diye düşündü Felix. Ama bu düşüncesi arkalarından gelen ses yüzünden kaybolmuştu.

"Siz ikiniz?! Ne yapıyorsunuz burada?"

İkili arkalarına dönüp kimin konuştuğuna baktıklarında Felix'in deyimiyle izbandut gibi bir herif görmüşlerdi.

"Felix şom ağzına sı-"

İkili aynı anda koridorda koşmaya başladıklarında kısa sürede arkalarında ki adam ikisini de ensesinden yakalayarak durdurmuştu.

"Nereye gittiğinizi sanıyorsunuz?"

"Bıraksana lan!"

Jisung sinirle bağırıp adamın elinden kurtulmak için hamleler yapıyordu ama çok da işe yaradığı söylenemezdi.

"Bu iki kaçakla ilgilenmeden mi? Olmaz."

Adam eğlenir bir tonda konuştuğunda İkili hala kurtulmak için çaba gösteriyordu. Felix rast gele tekmelerini savururken bir tanesi adamın karsığına gelmişti.

Adam sinirden köpürdüğünü hissederken Jisung'u bir köşeye fırlatıp sinirle Felix'in saçlarını sertçe kavramıştı.

"Seni küçük-"

Sözüne devam edemeden yüzüne inen darbeyle adam yere yığılmıştı. Bir yumrukta?

Felix rahatlayan saçlarına elini götürürken kim olduğuna baktı.

"Changbin hyung?"

Gözleri yıllar sonra büyüğünü görmenin şaşkınlığıyla büyürken Changbin de ondan farksız değildi.

"Felix.."

Küçüğü günden güne güzelleşmişti sanki. O kadar güzeldi ki, nefesinin kesildiğini hissetti Changbin. Yutkunarak karşısındaki bedene bir adım yaklaşıp elini yanağına yasladı ve baş parmağını çillerinin üzerinde nazikçe gezdirdi.

"İyisin değil mi?"

Felix hala şok içinde büyüğüne bakarken gözleri çoktan dolmaya başlamıştı bile.

"Changbin hyung!"

Felix mutlulukla kollarını büyüğünün boynuna dolarken Changbin de hemen dolamıştı kollarını kendinden küçük bedene. Gözleri kapanırken burnunu omzuna yaslayıp kokusunu içine çekti.

Hala bebek gibi kokuyor..

Jisung da düştüğü yerden kalkarken bu sefer o sarılmıştı hızlıca büyüğüne.

"Çok özledim hyung."

Jisung ağlamaklı bir sesle konuştuğunda Changbin derin bir nefes almıştı.

HiraethHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin