Ertesi gün uyandığımda aklımda bir tek: Yeniden okul... yeniden okul... yeniden okul...
Bu iki sözcüğün birleşimi iç sesimden bile daha çok baskı yapıyor---
Vallaha mı? Beni satton mo conikom?
İç ses kuzum sen içtin mi yavrum??? Neyce konuşuyorsun??? Kendine özgü bir dil mi yarattın tatlım?
Sana ne Allah Allah belki iç seslere özgü bir dil var. Ne biliyon??
Neyse canım, benim daha çok önemli ve ilginç işlerim var!!!
Neymiş o işlerin???
Anlamazsın canım!
---
Süpersin işte bu! Ne zaman gideceğini biliyorsun benden kocaman bir aferin al---
Çok meraklıydık sanki!!
Bir izin verirsen cümlemi tamamlayacağım! Neyse devam ediyorum cümleme: Benden kocaman bir aferin almıyorsun!! Demek istemiştim.
Ben de yedim!
İster inan ister inanma!!!
Tamam inanmama hakkımı kullanıyorum.
Tamam napak?
---
Tamam artık galiba bu gittiğine işaret.
Evet öğrenebildin sonunda.
Tamam şimdi gider misin?
---
Artık harbiden gitti.
Odamın kapısı çaldı. Hemen telefonumu açıp saate baktım. Saat 07:47. Erken yani yaz tatilindeyiz yani uyku hakkı!
Bütün iğrenç ve çirkin görüntümle kapıyı açmak istemedim ve koşarak lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım ve saçıma söyle bir düzen verdim.
Kapıyı açmamla şok oldum tanımadığım birisiydi iri yarıydı ve korkunç gözlerle bana bakıyordu.
Ne olduğunu anlayamadan beni duvara yapıştırdı. Korkunç bir çığlık attım. Derdi ne lan bunun?
Boğazımı da sıkmaya başladı. O kadar çok öfkelendim ki gözlerimden öfke akıyordu. Ne olduğunu anlayamadan adam birden yere yapıştı ve kanlar içinde kalmıştı.
Bu nasıl mümkün olabilirdi? Alvin diye bir çığlık attım. O gelmedi. Bu sefer Robb diye çığlık attım. Her ihtimale karşı Emily diye de çığlık attım. Hızımı alamadım ve Samantha diye de bir çığlık attım.
Bir anda hepsi kapının önünde belirdi. Emma, Alvin, Robb, Emily, Samantha bile geldi yani. En komiği ise hepsinin ayıcıklı pijamaları ile olmasıydı.
Robb hemen yanıma geldi ve bana sarıldı. Emma ise ceset görmeye veya cinayet filmi izlemeye meraklı olduğu için yanıma gelip hemen soruşturmaya başladı bile.
E: Noldu? Birden çığlık sesi duydum ve senin çığlığın olduğunu anladım. Olayları açıkça anlatır mısın?
S: Sen git de bi su getir ayy pardon kan...
E: Üfff tamam.
Ayaklarını vura vura çıktı.
S: Öncelikle sakin ol. Bu duruma kim getirdi bu adamı?
M: Bilmiyorum. Birden bire beni duvara yapıştırdı ve boğazımı sıktı. Çok öfkelendim ve öfkemi gözlerimden akıttım sonuç ortada...
S: Bu kadar çabuk mu?
M: Ne bu kadar çabuk mu???
S: Senin güçlerinin bu kadar hızlı ortaya çıkması çok garip.
M: Bu da mı özel gücüm?
S: Evet.
Emma geldi. Oh Allah'a şükür elinde kanla...
E: Geldim işte.
S: Teşekkür ederim.
Emma'nın elinden bardağı alıp bana verdi. Kan biraz olsun beni rahatlattı.
S: O yani sana saldıran adam bir kurtadam en büyük düşmanlarımızdan biridir. Kurtadamlar değil bu öldürülen kurtadam da kötü ordudan.
M: Yani şimdi ben bir katil miyim?
S: Hayır. Anlattığın doğruysa nefsi müdafaa oluyor. Her neyse şu ceset ortadan kalkmalı. Kimse ses çıkarmasın.
Gözlerini cesete dikti. Birkaç dakika sonra ceset yok oldu.
Çok güçlü bir kadın.
S: Teşekkür ederim.
M: Niye de?
S: Çok güçlü kadın dediğin için.
M: Yok ben öyle bir şey demedim ki!
S: Galiba dışından konuştun.
M: Galiba.
Ne kadar da salağım. İnşallah bunu içimden söyledimişimdir.
S: Neyse artık ceset ortadan kalktığına göre herkes uyumasına bakabilir. İyi uykular.
Kapıdan çıktı. Diğerleri de teker teker çıktı. Robb hala bana kırgın mı acaba?
R: İyi uykular.
M: Sana da.
Artık nasıl iyi uyuyabilirdim acaba? Yine biri gelip beni öldürmeye çalışırsa...
MERHABA BEN GELDİM. Uzun süredir yazmıyordum (Yazılılar sayesinde). Neyse işte yeni bölüm geldi. Yorum ve votelarınızı bekliyorum. Gününüzün iyi geçmesi dileği ile. Diğer bölümde görüşürüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkunç Bir Vampir (Okuldaki Vampir)
VampiriMarcelin'in abisinin ve arkadaşlarının ne olduklarını öğrendikten sonraki yaşamları... Hikayeyi okuduğunuza pişman olmayacaksınız. Söz veriyorum.