My Omega

Bölüm 24

"Haz kalk hadi alarm çalıyor sen hiç duymuyorsun. 1 haftadır işe girmek için çabalıyorsun uyan."

Doğru yeni iş şu kimsenin sabahın köründe iş mi olur diye girmediği ama benim başka seçeneğim olmadığı için girdiğim iş.

"Saat beşte bu kadar mutlu ve enerjik olman senin için bile çok tuhaf Zee."

"Mutluyum çünkü bebeğimle ilgileniyordum ve senin alarmını duydum ve ayrıca senin için de mutluyum. Bu gün ilk iş günün!"

"Bu beni mutlu eden bir sebep değil o yüzden başımda ötmek yerine git bebeğinle ilgilen."

Bana göz devirip odadan çıktı şu bir hafta çok hızlı geçmişti. Louis artık okula geliyordu ve benim söylediğim bahaneyi devam ettiriyordu. Ayrıca aramız kötüydü.

Benimle konuşmuyor yüzüme bakmıyor ben yokmuşum gibi davranıyordu. Konuşmak istediğimde ise tersliyordu.

Okul çıkışı is aramaktan da yorulmuş durumdaydım. Ayrıca hiç evime girmemiştim. Eve gidersem yalnız kalırdım ve düşünürdüm. Düşünecek çok fazla şey vardı bunların ağırlığını şuan istemiyordum.

Ayrıca bizimkilerle mutluydum en azından yalnız hissetmiyordum. Zayn'nin okulu dondurması yüzünden Liam'la takılıyorduk ve bunu söyleyeceğim aklıma gelmezdi ama okulda Zayn'i özlüyordum.

Yataktan kalkıp üstümü giydim. Bir nakliye şirketinde ise başlamıştım. Sabah gelen kolileri şirkete indirecektim ayrıca bazen şirketteki kolileri de tıra yükleyecektim.

Bayağı ağır ve yorucu bir işti ama elimden bir şey gelmiyordu okul bitene kadar bu tarz küçük işlerde çalışmak zorundaydım.

Evden çıkıp yürüyerek iş yerine gitmeyi denedim ama bu bana hiç iyi gelmemişti daha hiç bir iş yapmadan yorulmuştum bile.

Şirkete girip benimle çalışacak adamları aradım onlar benden yaşca epeyi büyüklerdi. Tırın yanında beklediklerini görünce yanlarına gittim.

"Gel evlat bu gün dört kişiyiz genelde altı kişi oluruz bu yüzden biraz zor olacak işimiz çok uzamadan hızlıca halletmeye çalışalım."

Içlerinden biri tırın kapağını açmasıyla kimsenin neden bu işi istemediğini bir kez daha anlamıştım.

****

"Harry ne oldu sana zombi gibisin!"

"Sus Liam konuşma ne konuşacak ne de dinleyecek halim var suan çünkü. "

Kendimi sıraya atıp kafamı ellerimin üzerine koydum öğretmen gelene kadar beş dakika uyuyabilirdim.

"Harry konuşabilir miyiz? "

Kafamı kaldırınca Niall'ı görmeyi beklemiyordum. Ayrıca telaşlı görünüyordu. Louisle ilgili bir konu olduğunu anlayıp hemen ayağa kalktım. Sınıftan çıkıp tenha bir yere geçtik.

"Ne oldu Louis'e mi bir şey oldu?"

"Gibi. Yani fiziki anlamada bir şey yok ama son günlerde çok sinirli. "