Waiter yoongi || yoonmin

2

İyi okumalar dilerim 🌙

10 dakika içerisinde bizim Jin'in evine geldim. Kapıyı ard-arda çalıp açılmasını bekledim. Kapıyı Jin açınca hemen içeri girdim. Çünkü itirecek zamanım yoktu.
"Herkez burdamı?" Diye sordum.
"Burda burda geç"

İçeri girip salona geçtim. Bizimkiler masadakileri midesine indiriyordu. Lan hayvanlar hepsini bitirecekler. Hızlıca Hoseok'un enseninden kapıb çekiştirmeye başladım.

"Gorozolakı yemok yiyorum"
(Gerizekalı yemek yiyorum)

"Lan öküz yiyip bitirdin piç. Namjoon dur artık yeme amına koyum"

Sofradan kaldıramayınca bende gömülüp yemek yemeye başladım. Jin ise kenarda şok olmuş şekilde bize bakıyordu.

"Olum size yemek vermiyorlarmı?"

Üçümüzde bir yerde ağzı dolu bir şekilde. "Hayır" diyerek cevapladık. Yemek  fasılısı bitince sofrayı toplamamak için bir bahaneyle kenara kaçtı. Sofrayı toplamak ise yinede Jin e kaldı.

"Bizi neden çağırdın buraya" Hobi homurdandı.

"Şimdi Jimin varya..."

"Şu platonik olan mı"

"Evet evet Jiminin kafesinde kadın eleman aranıyor. Diyorumki kadın kılığına girsem-"

"OHA KAOS OLCAK BENCE BEN VARIM"

"LAN Bİ DUR PİÇ KAOS NE AMINA KOYUM"

"Hah şimdi sizin mükemmel moda becerilerinizle kadın kılığına giricem ve çalışmaya başlıyıcam"

"Benim 148 İq sizin aranızda harcanıyorum"

Namjon her zamanki gibi İq ile övünüyordu

"Siktir git seni tutan yok"

"Sen bu hallere düşen birimiydin. Ama olsun tanrın sana yardım edecek"

"Hadi lan ordan"

Çocuklarla birlikte alışverişe gittik. Berbat bir alışverişti. Hoseok tüm perukları kafasına geçiriyordu. Namjoon büyükanne kıyafetleriyle yanıma geliyor, Jin ise kadın iç çamaşırlarını seçmem için bana veriyordu.

Hadi ama böyle düşünmemiştim. Ama yinede birşeyler ayarlamıştık.

Son olaraksa hazırlanıp gitmek kalmıştı. Eve gididip aldıklarımızı bir bir giydim. Peruk almamıştım çünkü saçlarım çokta kısa değildi. E kısa saçlı kızlarda oluyordu değilmi. Birazda makyaj yapıp odadan çıktım.

Bizimkiler bana taraf döndüğünde Namjoon ıslık çaldı.

"Sakın yavşıyım deme sikerim belanı"

"Oo hırçın"

"Hoseok bak arkadaşımsın demem kırarım ağzını yüzünü haa"

Her şeyin tamam olduğunu düşündüğümde evden ayrılıp kafeye doğru gitdim. Kadınları şu an güzel anlıyorum çünkü nerde yavşak piçler varsa bana bakıyordu. Kenardan birisi yakınlaşıp eline omzuma koydu.

"Naber güzellik? Müsaitmisin"

"Siktir git sikmeyim belanı"

"Hırçın severim güzell"

Ah hep böyleleri beni bulurdu. Yakasına yapışıp üzerine bağırdım.

"LAN ERKEĞİM ERKEK DEFOL"

Yanımdan ayrıldığında oh çektim. Düştüğüm hallere bak anasını satayım. Kafeye vardığımda içeri boğru baktım. Derin iç çekip içeri girdim.

Jimin her zamanki yerinde oturuyordu. İçerde o  kadar da çok adam yoktu. Hadi iyi geçicek. Jiminin bakışları beni bulduğunda ona yakınlaştım. Yakınlaşım birazda sesimi inceltmeye çalıştım.

"Im şey iş için gelmiştim."

Biraz beni süzüp gülümsedi. Tanıdık gelirmiş gibi bakmaya başladı. Nerden tanımış olurki beni? Tabi ya gerizekalıyım. Sanki her gün gelip ona bakmamışım gibi.

Anlamasından korkarak heycanla bekliyordum. Avcumu eteğime silip gülümsedim.

"Ah tabi isminiz, yaşınız, birde nerelisiniz?"

Hadi ama isim bulmayı unutmuştum. Hah buldum!!

"İsmim Yoonnie, 20 yaşındayım ve Daegu'luyum üniversite okuyorum"

Birkaç belge imzalattırıp etrafla tanıştırmaya başladı. Söyleriklerini dinlemiyordum çünkü kalbimin sesini duymasından endişeliydim. Konuşurken büzülen dudakları ahh, şuan zamanı değil..

Burada kesilirmi yazar dediyinizi duyar gibiyim🤣🤣🤣

Akşam belki bir bölüm daha atarım. Umarım sevmişsinizdir yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. Satırlar arası yorumları çok severim.

Medine kaçarr🏃🏼‍♀️🏃🏼‍♀️🏃🏼‍♀️