"Çünkü,seni seviyorum"

678 54 9
                                    

Merhabalarrr yeni bölümle karşınızdayım. Bu bölüm taeninguccipijamas hevale olunmuştur.

🧻🧻 içeri giren alsın bunu

İyi okumalar






Uyandığımda gece dördü geçiyordu. Dışarısı ise yaz ayında olmasına rağmen yağmur yağıyordu. Telefonun sesine uyanmıştım. Kim beni bu saatde uyandırdısa ağır bir küfürü hak ediyordu. Büyük ihtimal bizimkilerden biri yine içip yolda kalmış ve beni kendisini almam için aramıştır.

Bir kaç dakika telefonun susmasını bekledim. Ama bir türlü susmayan telefonla etrafa küfürler savurarak telefonu elime aldım. Ekranda beliren yazıyla rüyada olduğumu sanmıştım.  Gözlerimi hızlıca ovub yeniden ekrana baktım. Hayır yanlış görmüyorum. Jimin beni aramıştı.

Fazla bekletmeyip aramayı cevapladım. Telefonu kulağıma götürüp dinlemeye başladım. Sadece yağmur ve belirsiz nefes sesleri geliyordu.

"Alo"

Hiç bir cevap yoktu. Dışarıdaydı galiba. Ama neden cevap vermiyordu? Karşı taraftan hıçkırık sesi gelmesiyle kalbimin ortasından vuruldum. Ağlıyordu...

"Jimin,nerdesin?"

"Yoongi... ben...."

"Beni götür burdan."

Söyleyeceyi şeyden birden vaz geçib başka birşey söylemesiyle kaşlarımı çattım. Ne olduğunu hayla anlamış değilim. Hiç bir şeyi sorgulamadan olduğu yeri sordum. Cevabımı aldıktan sonra aramayı sonlandırıp telefonu cebime attım. 

Kenarda duran anahtarımı alıp üzerime birşey almadan evden çabucak çıktım. Var gücümle koşmaya başladım. Ona,sevdiğime.

Söylemiştim size mahvolucak diye. Bilirim ben onu. Ne kadar da dışarıdan sorunu olmayan,güçlü biri olsada içinde zayıf ve savunmasız bir erkek çocuğu vardı. Gök gürültüsünden korkan bir çocuk gibi.  Jimin'in korkusu ise dünyada değer verdiyi insanları kaybetmesidir.

En büyük korkusu onun başına gelmişti. Onsuz yaşayamam dediği adam-babası bırakıp gitmişti onu burda.

Birkaç dakika sonra karşımdaki görüntünü görünce adımlarım yavaşladı. Babasının mezarının karşısında oturuyordu. Sırılsıklam şekilde elindeki çiceklerle oturuyordu. Yağmur yağdığından göz yaşları belli olmuyordu ama gözleri şişmişti.

Yavaşca yakınlaştım ona taraf. Yanına gidip oturdum. Dalmış olmalıydı ki geldiğimi fark ettiğinde ben artık onun elini tutmuştum. Yüzünü bana çevirip kim olduğuma baktı. Tek kelime bile etmeden kollarını bana sarıldı. Birkaç dakika duraksasam da ardından kollarımı bende sardım ona.

Omzumda ağlamağa başladı. Böyle düşünmemiştim. İlk sarılmamızın onun brnim kollarım arasında ağladığı an olacağını düşünmezdim.

Buz gibiydi bedeni. Üşümesin diye daha da sıkı sardım onu. Hıçkırmaya başladı. Kalbim bu ağırlığa tap getiremedi. Beraber ağladık biz o gece.

"Yoongi neden gitti, y-yanlız bırakmam demişti bana. Yalancı- hep annem  gibi o da yalan söyledi bana"

Elimden birşey gelmiyordu. Yemin ederim bin parçaya bölünüyorum şu an. Ama elimden gelen bir şey yoktu, en çok ona kahroluyorum işte ben.

Elimi saçlarına götürüp okşamaya başladım. En azından biraz rahatlar diye. Yaptığım güven vermiş gibi daha da konuşmaya başladı.

"Annem beni bırakıp gittiğinde bana "Geri döneceğim prensim" demişti. O zaman neden geri dönmedi? Benden çok mu sevdi gittiği adamı?"

"Jimin...."

"Ya babam, bana "Ben annen gibi olmayacağım oğlum, seni bırakmayacağım" demişti. Söz vermişti, söz. Ama gitti işte."

Her cümlesinde hıçkırıyor,ağlaması biraz daha artıyordu. Ağlamasının karşısını almasam kriz geçirme ihtimali vardı.

"Her insan yalan söylermi Yoongi? Sen de bırakırmısın beni? Bırakırsın,bırakırsın. Yalancısın sende yalancı!"

"Yalancı...Yalancı....GİT BURDAN SENDE YALAN SÖYLÜYORSUN"

Beni ittirmesine rağmen izin vermeyip onu daha da ola bilince kendime yapıştırdım

"Jimin,lütfen tütfen sakin ol hadi. Baban bırakmadı seni o hayla seninle, senin kalbinde yaşıyor. Ben ise......
İstesem de bırakamam...."

"Çünkü,seni seviyorum"




Hello bebişlerr. Bölüm hakkında fikirlerinizi alayım. Nasıldıı?

Bilmiyorum Yoonginin açılması acemi oldu biraz galiba.

Diğer ficlerime de göz atarsanız sevinirim.

Medine kaçar 🏃🏼‍♀️🏃🏼‍♀️🏃🏼‍♀️

Bayyy..

Waiter yoongi || yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin