4

757 62 7
                                    

İyi okumalarr

Küçükken kimselerle konuşmayı seven bir çocuk olmamıştım. Sadece evde kendimle kalmayı severdim. Benimle oynamaya çalışan çocuklar olsa bile yinede tersleyip gönderirdim onları. Küçük olmama rağmen her zaman düşünmeyi severdim. Olur olmadık her şey hakkında düşünürdüm. Bazılarının anlamak istemediyi gerçekleri anlamıştım.

Lise zamanlarımda da sadece kitap okurdum. Daha sonra bizim salaklar bulaştı bana. Bir keresinde okul  yemekhanesinde yer kalmadığı için yanıma oturmuşlardı. Garip ilişkileri vardı üçlünün. Bir birine haraket edip gülüyorlardı. O zaman sohbetlerine beni de katmışlardı.

Yakamı bırakmayıp arkadaş guruplarına katılmamı istemişlerdi. Bense yanıma gelen çocukları çok sevip kabul etmiştim.Ve yaptığım en iyi şey ola bilirdi. Böyle asosyal felan değildim. Sadece gereksiz kişilere fazla samimiyet göstermiyordum.

Okul zamanında çocuklarla fazla salaklığımız olmuştu. Bir keresinde Hoseok matematik öğretmeniyle edebiyat öğretmenini basmıştı. O anda fotoraflarını çekip 'Bana her sınavdan yüz yazmasanız yayarım bu fotoğafı' demişti. E ondan sonra tüm sınavlarda yüz almıştı. Kısaca fırsatçılık.

Jin'in yemekhanedeki yemekleri beğenmediği için yemekhane mutfağını basıp yemekleri kendisinin yaptığını hatırlıyorum. Çalışanlar ne kadar Jin i çıkarmaya çalışsalar da becerememişti. Salatalık doğrarken elinde bıçakla ablalara gönüp ' Adam gibi yemek yapın be köpeğin karşısına atsa yemez bunu. Bundan böyle güzel yemekler yapmasanız bu salatalık gibi doğrarım sizi' diye bağırmıştı. E hak veriyorum. Bok gibiydi Bir tane makarnaları güzel oluyordu. Mutfakta ne kadar salça ve sos varsa hepsini karıştırıyordu.

Salça demişken aklıma bir anı daha geldi. Namjoon Jin in en sevdiği bisikleti yanlışlıkla kırdığını öğrendiği zaman Jin Namjoon'u yemekhanede kovalamıştı. Arkasına dönüp Jin'in yetişip yetişmediğine bakan zaman iki kişinin elinde olan makarna dolu büyük tencereye çarpmış tepeden tırnağa makarna sosu olmuştu.Aklıma geldikce gülmekten duramıyordum. Tam bir hafta Joon makarna koktu. Bu yüzden onu eve kapatmış her gün  en az 4 kere duşa sokmuştuk.

Jimin'le okulun düzenlediği  kampta tanışmıştık. Otobüste yanıma oturmuştu. Ve cidden çok yakışıklıydı. Tüm yol boyunca onu izlemiştim. Fark edip bana döndüğünde ise birşey olmamış gibi önüme dönmüştüm. Bir ara başını omzuma koyduğunu hiss etmiştim. Yüzüne bakınca uyumuş olduğunu gördüm. Neden yaptığımı anlamamıştım ama telefonumu çıkarıp birkaç fotoraf çektim. Kalbimin böyle atmasının sebebini bilmiyordum. Nerden bile bilirdimki aşık olma yolunda olduğumu.

O gün kamp ateşi kenarında oturduğumuz zaman gözümü ondan alamamıştım. Ateş ışığında bir melek gibi güzel, şeytan gibi baştan çıkarıcı gözüküyordu. Gülerken kısılan gözlerinde,konuşurken büzülen dudaklarında kayboldum o gün ben. Ondan sonra okulda onu izler olmuştum. Bir kaç kere bilmeden temas etmiştim, bir kaç kere okyanus kokusunu çekmiştim içime ve bir kaç kere de bakışmıştık.

Üniversiteye geçince bir daha görmemiştim onu. Taki çocuklarla bir yerde Namjoonun  en sevdiği çorabının tekini bulduğunda kutlama işin gittiğimiz kafede onu görene kadar. Önceler mükemmel değilmiş gibi daha da yakışıklı olmuştu.

O günden sonra her gün oraya gider onu izlerdim. Beni fak etmesin biye her zaman az da olsun kapaya bilicek şeyle giyiyordum. Şimdiyse sevdiyimle  vakit geçire bilmek için başvurduğum işime gitmeye hazırlanıyordum.

Normal kıyafetlerimi değilde kadın kıyafetlerini giydim mecbur. Çocuklara çıktığımı bildiren bir mesaj atıp evden çıktım. Yol boyunca napıcağımı, nasıl davranıcağımı düşünmeye başladım. Kafeye geldiğimde ise kapıyı açıp içeri girdim.

"Merhaba bayan Min" Jimin yanıma gülerek yakınlaştı. Neden Bay değil de Bayan dediğini tartışacaktım ki aklıma  olduğum durum geldi. Sıçayım ya

"Merhaba bay Park" diğe hemen cevap verdim. Kendisini takip etmemi söyleyip yukarı kata çıktı. Bende ardından gidiyordum. Allahtan topuklu ayakkabı giymemiştim. Kadınlar onu nasıl giyiyor anlamıyorum. Bir ara Hoseok ve Tae denemişti ama onlar güzelce yürüye biliyordu. Hatta Taehyung dans bile ediyordu topuklularla.

Yukarı katda küçük mutfak gibi yer, giyinme odası ve tualet olduğunu düşündüğüm yer vardı. Elinde bir poşetle yanıma gelip konuşmaya başladı.
"Bunlar sizin giyicekleriniz" Yüzüne baktığımda normal gülüşten uzak sırıtma vardı. Hadi ama neden ki? Ah kalbime birşeyler oluyor sanırım.

Gülümseyip aşağı indiğinde soyunma odasına girdim. Poşetin içindeki kıyafeti çıkarıp baktım-

"Siktir bunumu mu giyeceğim"

Biliyorum çok kötü yerde kestim ama bu ve diğer ay benim alarjim var. Çiçeklerde tozlanma olduğu için gözlerim çok kötü kaşınıyor ve kızarıyor. Bu yüzden ekrana uzun süre bakamıyordum. Onun için özür dilerim yakın zamanda güzel bir bölümle telafi ederim. bayyy

Waiter yoongi || yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin