Çiçekli böcekli bol öpücüklü bir bölüme hoşgeldinizz
Jimin
Eve geleli yaklaşık yarım saat olmuştu.
Yoongi valizindeki kıyafetleri geri dolaba yerleştirip ıslak kıyafetlerini değiştirdikten sonra elindeki havluyla salona inerek yanıma oturmuş ve yüzündeki tebessüm eşliğinde, üşendiğim için kurutmadığım saçlarımın nemini almaya başlamıştı.
"Neden gülüyorsun?"
"Küçük bir bebek gibi görünüyorsun da ondan."
"Ya! Ben bebek değilim."
Dudaklarımı büzerek ona karşılık verdiğim anda ise dışarıya sarkan alt dudağımın üzerine minik bir öpücük kondurup geri çekilmiş ve bunu amansızca yaptığı için kalbim teklemişti.
"Öyleyse benim bebeğim olabilirsin, sana seve seve bakarım."
Sözleri üzerine utançla gözlerimi ondan kaçırırken, havluyu başımdan çekip koltuğun köşesine bıraktıktan sonra masadaki telefonunu aldığı gibi bir şarkı açarak ayağa kalkmıştı.
"Hadi dans edelim."
Saat sabahın dördüydü, neredeyse bir gündür dışarıdaydı ve muhtemelen uykusuzdu.
Ancak yine de şu an rahat bir uyku çekmek yerine benimle dans mı etmek istiyordu yani?
Ciddi olup olmadığını anlamak adına gözlerine baktığımda ise beni tutarak koltuktan kalkmama yardımcı olduktan sonra, ellerimi omuzlarına bırakıp, kollarını da usulca belimin iki yanına sarmış ve sağa sola salınırken şarkıya eşlik etmeye başlamıştı.
"Güneş doğarken göğsümdesin ve yaşadığım yerde güneşlikler yok."
Şu an içinde bulunduğumuz durum, bana ilk dans ettiğimiz geceyi anımsattığında şarkıdan ziyade onun sesine odaklanarak gülümsemiştim.
"Şafak vakti gözlerini açıyorsun, çünkü bu sadece bir gece için olmalıydı ve işte burada fikrimizi değiştiriyoruz."
O gece fazlasıyla sarhoştuk.
"Senin olacağım, benim kıymetlim ol."
Ancak şu an fiziken olmasa bile kalbim, dudaklarımı her sözüyle okşayan dudaklarıyla fazlasıyla sarhoş gibiydi.
"Dudaklarıma çok yakınsın. Burunlarımız değiyor, nefesini hissediyorum."
Ve ardından kendisini biraz geriye çekip, elimi tuttuğu gibi beni bir tur etrafımda döndürdükten sonra bedenimi yeniden kolları arasına alıp devam etmişti.
"Kalbini it ve çek, evet. İkimizin arasında yanlış bir şey göremiyorum."
Ona daha da yakın olma isteğimi bastıramayıp başımı yüzünü görebileceğim yöne doğru boynuna yasladığımda, belimdeki ellerinden birisini boşa çıkarıp saçlarımı okşamaya başlamıştı.
"Benim ol, her zaman.."
Melodilerin arasında alnıma birkaç öpücük kondurmayı da ihmal etmezken, tam şu an zamanın durmasını ve onunla, sonsuza kadar böyle kalmayı istemiştim.
"Bir süredir yalnız olduğumu biliyorsun, yoksa değil miyim?"
Aramızda artık duvarlar yoktu.
"Her şeyi bildiğimi sanıyordum ama sen geldiğinden beri düşünüyorum.."
Zıtlıklar, kavga ve gürültüler yerini sakin bir yaz gecesinde esen ılık bir rüzgar ferahlığına bırakmış gibiydi.
"Bebeğim sen, benim farklı tarafımı ortaya çıkarıyorsun."
Ufak mırıltıları, yüzümdeki tebessümün büyümesine neden olurken, artık melodilerini gerçek anlamda duyabildiğim için fazlasıyla mutluydum.
"Sana tamamen aşığım.."
Başımı kaldırıp yeniden gözlerine baktığımda, onun da iki yana kıvrılan dudaklarındaki mutluluk, irislerine yansımış gibiydi.
"Seni gördüğüm her an kendimi kaybediyorum bebeğim, eğer rüyadaysam lütfen beni uyandırma.."
Kollarımı boynuna sararak onu kendime doğru biraz çektiğimde, belimden tutarak beni havaya kaldırmış ve ayaklarımı, kendi üzerine alıp, dansın da kontrolünü tamamen ele geçirmişti.
"Her gece seninleyken, daha fazla aşık oluyorum ve sen geldiğinden beri her şey yolunda.."
İleri geri giderek şarkının son nakaratında hareket temposunu biraz arttırdığında ise, üzerinden düşmemek adına ona sıkıca sarılırken, ufak kıkırtıları, yüreğimi okşamıştı.
Saniyeler sonrasında şarkı yavaşça son bulmuş ve bende ona daha fazla yük olmamak adına parmak uçlarımı, ayaklarının üzerinden alarak bir adım geriye çekildiğim gibi bakışlarımı gözlerine tırmanmıştım.
Ve tam o anda avuçlarını yanağımın iki yanına sarıp üzerime eğilerek dudaklarımızı birkaç saniyeliğine birleştirmişti.
Hazırlıksız yakalandığım için karşılık bile veremeden geri çekilip dudaklarımın üzerinde soluklanırken gözlerime bakarak, hala hayal gibi gelen o sözleri yeniden duymama izin vermişti.
"Sana tamamen aşığım, bunu artık senden gizlemeden her fırsatta göstereceğim ve umarım sende beni sevebilirsin mum ışığı."
"Madem bu gece itiraf ediyoruz, benimde sana söyleyecek birkaç şeyim var sayın kilise sahibi."
Bir anda sahte bir resmiyete bürünmem hoşuna gitmiş olacak ki tek kaşını kaldırarak gülümsemişti.
"Hm öyle mi, ne söyleyeceksiniz merakla bekliyorum sayın mum ışığı."
Bu sefer öne atılarak onun dudakları üzerine minik bir öpücük konduran taraf ben olurken çok geçmeden söze girmiştim.
"Sanırım artık doğum günümü ve Daegu'yu seveceğim Yoongi."
"Neden?"
Muzipliği bırakıp ciddiyetle sorusunu yönelterek cevabımı beklerken, göğsünün üzerinde dinlenen elimin altındaki kalbinin hızla çarpmaya başlaması, içimi ısıtmıştı.
Ve artık bende içimde aylardır tuttuğum hisleri ona söylemek istemiş ve çokta gecikmemiştim.
"Çünkü sana, onca kırgınlığın arasında beni Daegu'ya götürüp doğum günümü kutladığın gün aşık oldum."
Bu aşkı sonuna kadar hak ettiler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Light A Candle - YoonMin
Hayran Kurgu"Homofobikliğin vücut bulmuş hali olan ben, sevgilimin abisine aşık oldum."