Sabah olmuştu çoktan.Dün akşam yemekten sonra çok geçmeden uyuyakalmıştı Glacier. Mark da etrafı toplamış, Glacier'ın tasmasını koltuğun ayağına bağlayarak kaçmayacağından emin olmuştu. Sonrasında uyumuştu.
Uyandığında içeriden gelen gürültüleri anlamlandırmaya çalıştı bir süre. Sanki dün yaşananları unutmuş gibi paniklemişti, sonrasında hatırlamıştı evde bir kurt olduğunu.
Hızla yatağından kalktı ve salona gitti. Kurdun yerde olduğunu ve tasmadan kurtulmaya çalıştığını görünce paniğe kapıldı. Neden tasmadan kurtulmaya çalıştığını anlamamıştı önce. Ama sonra tuvaletinin gelmiş olabileceğini fark etti. Kurtlar da tıpkı köpekler gibi yattığı yere tuvaletini yapmaktan kaçınıyordu demek ki.Sakince Glacier'a yaklaştı. Koltuğun ayağına doladığı tasmayı çıkarttı ve ipi sıkıca elinde tuttu.
"Pekala, dışarı çıkacağız ama kaçmak yok. Anlaşıldı mı?"
Bir kurt ile konuştuğunu unutmuş gibiydi. Soruya sanki cevap verecekti zavallı hayvan.Tasmayı eline doladı ve balkonunun kapısını araladı. Verandanın merdivenlerinden inip karlarla kaplı bahçesine çıktı. Biraz evden uzaklaştı ve ağacın yanında durdu. Kurt ise arkasından topallayarak gelmiş, ağaca vardıkları gibi bir ayağını kaldırmıştı.
"Daha önce hiçbir dişinin böyle işediğini görmemiştim." Dedi ve kendi kendine güldü Mark. Kurdun kendisine olan bakışlarını buldu sonra gözleri. Sanki rahat bırak da işimi yapayım der gibiydi. Mark da arkasını döndü hafifçe. Eski köpeği de tuvalet yaparken izlenmekten hoşlanmazdı, garip karşılamadı bakışlarını bu yüzden.
Kurt işi bitince yanına gelmiş, ayağının ucuna oturmuştu. Mark şaşırmadan edemiyordu hala. Nasıl bir kurt böylesine evcil olabilirdi? Belki de Glacier ona zarar vermeyecekti. Kendisini korumak için patilerine sardığı bezleri ve ağızlığını çıkartmalı mıydı?
Kendi kendine düşündüğü sırada bacağında hissettiği vuruşla aşağıya döndü. Glacier bacağını dürtüyordu burnuyla. Pembe burnu dışarıda oldukları için soğuktan dolayı daha koyu bir renge dönüyordu. Üşümüş olmalıydı."Sanırım üşüdün. İçeri geçelim de kahvaltı hazırlayalım artık."
Ve kurt önden gitmeye başladı. Eve girince de üzerindeki karlardan kurtulmak için sirkelenmişti hayvan. Pembe kürkü göz alıcı duruyordu ıslanınca.
Mark banyodan bir havlu alıp geri döndü ve kurdu kurulamaya koyuldu. Dışarıda birkaç dakika kalmalarına rağmen ıslanmıştı çoktan tutamları. Havanın ne kadar da kötü olduğunu anlayabiliyordu bu sayede Mark. Birkaç güne kalmadan yolların kapanacağından da emindi. Bugün erzak alışverişi yapması gerektiğini not aldı aklına.
Kürkünü kurutma işlemi az çok bitince kurdun karşısında oturdu. Önce yarasını kontrol etti, ardından patilerindeki bezleri çıkarttı. Pençeleri göz alıcı duruyordu, neyseki tüyleri o kadar uzundu ki dikkat çekmiyordu sivri pençeleri. Az da olsa güvende hissetmişti Mark.
Elini ağzılığına götürdü ancak bir süre tereddüt etti çıkartıp çıkartmaması konusunda. Kendi evinde bir kurt tarafından öldürülmek istemiyordu. Karşısındaki kurt da pek güven vermiyordu. Normalde gördüklerinden çok daha büyüktü ve tek hamlede yere serebilirdi Mark'ı.
Yine de güvenmeyi seçti Glacier'a."Lütfen beni öldürme." kendi kendine güldü sonra. Ve ağızlığı çıkarttı.
Bir süre göz hizasında olduğu kurtla bakıştı. Pembe burnu, mavi-gri gözleri, hafif ağzının kenarından çıkan dişleri, nemli toz pembe kürkü...
Glacier çok güzeldi.
Kurdun bakışları da yüzünde gezindi bir süre. Sonra Mark burnunda bir ıslaklık hissetti.
Glacier yüzünü yalamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Glacier | MarkHyuck
Fanfiction• Omegaverse [ "Gözlerindeki buzullar ve toz pembe kürkü." ] •bxb •mpreg •fluff •top!Mark bttm!Hyuck 🥇 #1 leedonghyuck #1 mpreg #1 haechan #1 marklee