"Şu arabayı düzgün sür Na Jaemin!"Mark bir eli emniyet kemerine sıkı sıkı tutunmuş, diğer eli ise Hyuck'a sarılmış bir şekilde bağırmıştı en sonunda.
Yola çıkalı yarım saati geçmemişti ancak Na Jaemin'e aynı lafları sekizinci kez sarf ediyordu.
İlk gördüğü benzin istasyonunda durmaları gerektiğini de yaklaşık üç kez söylemişti.
Jaemin elbette dinlememişti.Kahkahalar ata ata, arka koltukta oturan ve korkudan olduğu yere gömülen Mark'a baktı dikiz aynasından. Hızlı gitmiyordu aslında, Mark fazla pimpirikliydi.
"Sırf Hyuck ile oturmak için beni sevgilimden ayırdın! Konuşmaya hakkın yok."
"Sadece iki saat ayrı kalacaksın sevgilinde-önüne bak!"
Jaemin bir yaklaşık yüz metre ilerisindeki araca baktı, bir de Mark'a.
"Dalga mı geçiyorsun? Arada kilometre var Mark!"
"Olsun, sen yine de dikkat et."
Jaemin sinirle homurdandı, daha çok hırlama gibi çıkmıştı sesi. Hızla gördüğü ilk benzinliğe girdi. Bir tık hızlı girdiği için etraftakilerin korku dolu bakışlarını toplamıştı üzerine, umursamadı.
"Seni de arabanı da sikeyim Mark Lee!"
Dedi ve öfkeyle arabadan indi. Elbette sahte bir sinirle konuştuğu belliydi ancak yine de Mark korkmuştu bu tavrından.
Bir alfa olduğunu arada unutuyordu ve alfaların çabuk sinirlendiğini de Jaemin sayesinde öğrenmişti.Endişeli bakışlarla hemen arkadaki, Jeno'nun tek başına olduğu arabaya ilerleyen bedene baktı. O sırada bacağındaki eli hissetti.
"Jaemin'e diyorsun ama sen de sevgilinden iki saat ayrı oturamıyorsun Markie." demişti yüzündeki minik gülücükle.
Hyuck'un dedikleriyle utandığını, biraz da şaşırdığını fark etti Mark. Yanında oturan bedenin üzerinde bıraktığı etki hafife alınamazdı.Bacağındaki elini tuttu, dudaklarına götürdü. Minik bir öpücük bıraktı elinin üzerine. Ardından da Hyuck'un gözlerinin içine baktı uzun uzun.
"Sevgilimle vakit geçirmek istemem suç mu?"
Donghyuck bakışlarını kaçırmıştı. İkisi de utanıyordu sevgili olduklarını dile getirmekten. Öyle tatlılardı ki...
Mark içinde kaybolduğu buzulların kendisine olan titrek, sevgi dolu bakışlarını gördükçe tekrar tekrar aşık oluyordu."Sen uzan burada-"
"Hayır. Yanına oturmak istiyorum."
Mark başıyla onayladı. Önce kendisi indi arabadan, sonra Hyuck'un inmesine yardım etti. İkili arabanın ön koltuklarına yerleştikleri sırada Jeno yanlarına gelmişti."Marketten istediğiniz bir şey var mı?"
Mark kısaca teklifi geri çevirip Domghyuck'a döndü. Söyleyip söylememek arasında kaldığını anlamıştı. Nedenini de tahmin edebiliyordu. Jeno'dan çekindiğini düşünüyordu. Neden böyle olduğunu elbette bilmiyordu ancak yakınlaşmaları ve arkadaş olmaları için zorlamak istemiyordu. Hyuck nasıl istiyorsa öyle kalacaktı.
"Ben de istemiyorum. Teşekkürler." demişti sadece.
Mark elini bacağına atıp istediği şeyi söylemesini bekledi. Bacağındaki eliyle bir nevi destek olmaya çalışmıştı ancak Jeno çoktan arkasını dönüp markete girmişti."Emin misin bir şey istemediğinden?"
Hyuck kısaca başını sallayıp önüne döndü. İki elini karnı üzerinde birleştirdi ve yola koyulmayı bekledi. Mark da Jeno'yu beklemeye koyuldu. Yolu bilmediği için Mark'ı takip ediyordu çünkü.
![](https://img.wattpad.com/cover/340758799-288-k796539.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Glacier | MarkHyuck
Fanfiction• Omegaverse [ "Gözlerindeki buzullar ve toz pembe kürkü." ] •bxb •mpreg •fluff •top!Mark bttm!Hyuck 🥇 #1 leedonghyuck #1 mpreg #1 haechan #1 marklee