YAZARIN ANLATIMI İLE
"Yeter artık çok olmaya başladın. Buna bir son vermelisin artık. "
Hyunjin(?) Minho'ya kaşlarını çatarak, onu anlamıyormuş gibi baktı.
Oturduğu koltukta dirseklerini dizlerine dayayarak öne doğru eğildi."Kan mı istiyorsun?"
Başını olumsuz anlamda salladı.
"Bu senin için iyi olmayacaktır minho."
Minho olumsuz bakışlarla hyunjin'in gözlerine baktı.
"İlaçlarını almalısın."
"Hasta olduğumu mu düşünüyorsun?"
"Öylesin."
Hyunjin ayağa kalktı ve minho'ya doğru yürüdü.
"Sadece onun canının biraz daha yanmasını istiyorum minho. Sadece onun mutlu olmamasını istiyorum."
"Bunu yapmaya hakkın yok! Bunu yaparken suçsuz birinin canını yakıyorsun!"
Hyunjin serçe minho'nun çenesinden tuttu.
"Dilin fazla uzamaya başladı. Sadece sessiz kal ve yıllarca ona olduğun gibi bana da iyi bir arkadaş ol."
Minho birşey demedi. Sessiz kaldı çünkü daha fazla konuşursa canının yanacağının farkındaydı. Bunun olmasını istemiyordu.
Hyunjin minho'dan bir karşılık alamayınca tatmin olmuş bir şekilde gülümsedi ve geriye çekildi.
"Gidebilirsin."
Minho hızlıca ayağa kalktı. Burada bir saniye daha durabilecek psikolojiye sahip değildi şuanlık. Odadan ayrıldı ve dış kapıya gelerek evden dışarıya çıktı.
FELİX'İN ANLATIMI İLE
Duvarda duran saate baktım kararan havayı gördüğümde. Saat 6.50'yi gösteriyordu. Ortalığın biraz daha sessizleşmesini bekledi bir süre. Evden gelen herhangi bir ses yoktu. Ayağa kalkarak hızlıca çekmecelerde işe yarar birşeyler bulmaya çalıştı.
İlk önce yatağın yanında duran komidinden başladı. Daha sonra bir diğer komidin ile devam etti. Aradığına yine ulaşamayınca giysi dolabının çekmecelerine baktı. İçini iyice yerle bir etti. En ufak bir şeyi bile gözden kaçırmayacak kadar dikkatliydi. En sonunda işine yarayacak üç tel toka buldu ve ikisini aldı ve pencereye doğru koşar adımlarla gitti.
Pencere de duran asma kilidin anahtar deliğine tel tokaları soktum ve açmak için çabalamaya başladım.
Hızlı ama aynı zamanda da sessiz olmaya çalışıyordum çünkü her an hyunjin yada diğerlerinden biri kontrole gelebilir yada duyduğu sesler yüzünden kameralardan beni kontrol edebilirlerdi.15 dakika boyunca kilidi açmak için çabaladım. Bu baya zordu çünkü bunu daha önce yapmadığımdan nasıl yapacağıma dair gram fikrim yoktu ve kilidi açarken yakalanma korkusu ve tekrar bir işkence görme korkusu bedenimi tamamen sarıyordu. Neyse ki bunların hiçbiri kilidi açma amacımın önüne geçip beni durduramamıştı ve 15 dakikalık çabalarımın sonucunda hedefime ulaşmanın gururu ile gülümsedim. Tabi henüz hedefime tamamen ulaşabilmiş değildim.
Pencereyi açtım ve cama çıktım. Aşağıya baktığımda ne yüksek ne de alçak görünüyordu. Neyse ki burası sadece ikinci kat diye düşündüm içimden. Yoksa nasıl kaçabilirdim ki?
Yerler çim olduğundan dolayı neyse ki fazla canım yanmayacaktı. Zaten alışkındım ben küçüklüğümden beri bir yerlerden atlayıp, bir yerlere tırmanmaya. Karnımı doyurmak için birşeyler çalmak zorunda olduğum çok olmuştu sonuçta.
Bir süre daha aşağıya baktım. Atlamak yada atlamamak arasında gidip geldiğim bir süreç içerisindeydim ve bu beni fazlasıyla zorlayan bir süreçti. Fazla da zaman kaybetmemem gerektiğinin farkındaydım çünkü her an bu lanet odaya birilerinin gelebileceğini biliyordum. O yüzden hızlıca kafamda farklı yolları canlandırdım ve bu kaçış yollarını kafamda tarttım. Fakat hiçbiri bunun kadar kolay gözükmedi gözüme.
Sonunda atlamaya karar verdim. Aşağıya baktım ve derin bir nefes aldım ve aşağıya atladım.
"Ah!"
Ağzımdan çıkan küçük çaplı çığlığı kimsenin duymamış olmasını diledim. Beklediğimden fazla canım yanmıştı. Gerçi beklemem gerekirdi çünkü sonuçta yüksek bir yerden aşağıya atlıyordum.
Yavaşça ayağa kalkıp dizlerimi elimin tersi ile silkeledim. Daha sonra etrafıma bakıp birinin olup olmadığına baktım. Kimseyi görmeyince hızla koşarak oradan uzaklaştım. Aslında bunun bu kadar kolay olmasını beklememiştim.
'umarım diğer günlerimde o duygu yoksunu pisliği görmem ve hayatım huzurlu geçer' diye geçirdim içimden.Yaklaşık 20 dakika kadar koştum. Sadece koştum. Kimsenin arkamdan gelmesini istemediğim, kimseye görünmek istemediğim için koştum. Merkezdeki parka ulaştığımda ellerimi dizlerimin üzerine koyup eğilerek derin nefesler aldım. Bir yanda da nereye gidebileceğimi düşünüyordum. Yeji'nin evine gidemezdim çünkü o aptalın kontrol edeceği ilk yer orası olurdu büyük ihtimalle. Yani aptaldı ama o kadar da değil hani. Eskiden kaldığım sokaklarda da kalamazdım. Oraları da kontrol edeceğine adım kadar emindim. Geriye tek bir yer kalıyordu. Benim gibi birkaç bazı evsizin kaldığı, terk edilmiş bir evin bodrum katı.
**********
En baştaki olayı anlayan çıkar mı acaba çok merak ediyorum. Hyunjin(?)
Sadece skz üyelerini tanıyan ama grubu bir kere bile dinlememiş olan arkadaşım fic'i okuyor WhatsApp'dan bana dedi ki "hyunjin'den yavaş yavaş soğuyorum"
Ne bok yapıcam da bu kızı hyunjin'e alıştırcam ben şimdi acabaNeyse canlarım bir sonraki bölüm de görüşmek üzeree kendinize iyi bakınn
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLSİZ ŞEYTAN//HYUNLİX//
Ficção Adolescente2. Kitabı çıkmıştır. ailesi küçükken ölen, evsiz ve konuşma engelli olan felixin başına bela olan sokak serserisi hwang hyunjin ve çetesi. Hyunjin:24 Felix:19 Yan shipler; •Minsung