LEYLA
Soğuk ve gri bir sabaha uyandığımda, gece gördüğüm mesajların kabus mu olduğunu düşündüm ve telefonuma baktım.
Maalesef gerçekti.
Kabusu bile berbatken gerçeğiyle ne yapacağımı bilmiyordum.
Afra da Talha da evde yoktu. Dinlenemeyen halimle dar hole çıktığımda mutfağa ilerledim. Evimize oranla büyük olan mutfakta annem salondaki televizyonu kendine çevirmiş bezelye ayıklıyordu.
Gözucuyla bana baksa da ayıklamaya devam etti.
"Anne, babam Necat'a söz mü vermiş?"
Eğer babam Necat'a söz verdiyse hemen kaçacaktım. Diğer türlü belki polisle evlenirken, nişandı sözdü bir seneye uzar ve polis de bir senenin sonunda bir şeyler olur benimle evlenmekten vazgeçerdi. Polisin annesi acele düğün yapacak bir kadına benzemiyordu. Aklı başında biriydi.
Diplomamı da alır almaz, elimde diplomamla o zaman da herhalükarda kaçardım. O bir şeyler olmasa da ben inşallah oldururdum."Yoo... Hayır söz vermedi. Söz kesilmeden söz vermek mi olurmuş?! Nereden çıktı şimdi bu?"
"Tamam vermesin de zaten. Sen dün haklıydın. Ben yanlış yaptım. Ara istersen Feride Hanım'ı oğluyla görüşeceğim ben." dedim en yumuşak sesimle.
Annemin gözleri bezelyelerden bana kalktı. Gözlerindeki memnuniyet barizdi lakin sevinç gösteren herhangi bir söz kullanmaktan kaçındı. Elini bana doğru uzatarak;
"Getir şu içeriden benim telefonumu. Televizyonun üstünde de gözlüğüm var, onu da getir." dedi hızla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRİFTAR
Ficción General"Bu kadar şüpheye düştüysen gel bak anne, bakireyim ben!" dedim itiraz edercesine. Annem yüzünü iğrenç bir şey görmüş gibi kırıştırdı. "Bakireymiş! İçine girmeyince de bakireyim dersin tabi, oranı buranı ellettiysen bakire olsan ne olmasan ne?!" Ev...