✒️📜 (İlahi bakış)
Ozan iki parmağıyla çok kısa soldaki kirişi işaret etti ve Serdar holün solundaki kirişe yaslanarak konuçlandı. Ozan ise paralelinde olan duvarı soyularak dökülmüş sağ kirişe sırtını dayadı.
İçeriden bir sesli soluk, bir parke gıcırtısı beklediler, gelmedi.
İkisi de hareket edip etmemenin kararsızlığıyla birbirlerine bakarken, Ozan başıyla kendi tarafını göstererek işaret parmağıyla da kendini işaret etti ve aynı anda sessiz lakin keskin bir şekilde çıktılar kirişten.
Ozan boş ve karman çorman mutfakta bakışlarını gezdirdi. Çaydanlığın altı kısık ateşte açıktı. Evde birilerinin olduğuna emin oldu ve ateşi bakışıyla Serdar'a da gösterdi.
Serdar hızla kendi tarafındaki salonu kat etse de hiçbir şeye rastlayamamıştı.
Geriye ikisinin arasında olan mermer merdivenler kaldığında üst kata çıkmak için ikisi de ortaya yöneldi.
Silahın namlusunu takip eden gözler temkinle kırpılmıyordu ve ola ki nerede olduğunu ele verir diye soluklarını tutmuşlardı. Lakin salondaki bir eskimiş bir parke ihanet etti bu sessizliğe. İnce tiz bir gıcırtı saldı merdivenlerin başında sayılan Ozan'ın ayağının altındaki parke.Parkeyi kahpe ilan etmiş Ozan; "Hay senin gibi parkenin ben babasını-..." devamı gelmeden kurşun geldi hemen berisindeki duvara.
"GEÇ KENARAA!" diye gürleyen Serdar kendi tarafına çoktan siper almıştı.
İkinci silahına davranmış; "Ulan iki keş diye geldik, adam beynini tutturacaktı ya lan az kalsın! Şansımıza sıçayım! Gerçi bok gibi daha neresine sıçayım?!" diye sesli sesli hayıflanıyordu Serdar. Bir yandan iki elindeki iki silahı da savurdu.
Ozan isabet etmesini istemeden sadece karşılık ateşi açtığı sırada Serdar bağırarak onlara seçenek sundu.
"LAN BEBELER BAKIN, ERKEN TESLİM OLANI SORGUDA DAHA AZ DÖVECEM. BAK BU KIYAĞI KİMSEYE DE GEÇMEDİM HA!"
Silahların hedefi bağırdığı için ondan tarafa kayarken Serdar, karşılık ateşi vermekten kaçınıyordu çünkü mazallah karşılık vereceğim derken muhtemel iki kişiyi tahtalı köye göndermek istemiyordu.
Yeterince soruşturması vardı, muhakimler artık otomatik savunma alıyorlardı ondan copy paste.
Yaslandığı kolonda elli mermiye sadece bir mermilik sadece karşılık ateşi verirken, üst kattakilerin mermisinin bitmesini bekliyordu. Muhtemelen konu komşu duyup çoktan ekip çağırmıştı fakat yine de Ozan kısa bir konuşmayla destek istemişti.Kurşunların tükenmesini bekledikleri süre uzadıkça sabırsızlandı Ozan.
"Ne yapmışlar lan yukarıya cephanelik mi yığmış puştlar?!" dedi bitmek bilmeyen kurşunlara göz devirerek.
"Yavru kurdun haklıymış bak, bol zulayı sadece iki keş beklemiyormuş." dedi Serdar kıkırdayarak.
Ozan zevkle dudaklarını ısırdı; "Hmm... Sevdim bunu bak, yavru kurdum. İyelik eklerine ayrı bir hasta oldum bak şimdi devrem." dedi daha sesli bir kıkırdamayla.Serdar'ın kafasının üstündeki sıva bir kurşun darbesiyle havaya uçarken bütün boyayı yüzüne dökerek kıkırdamasını böldü.
"Lan sikecem belanızı ha! Suratım boyandı lan!" diye refleks bir küfür çıktığında o hırsla kolondan çıkıp sağ elindeki tabancada ne var ne yok yukarı boşalttı."YAKALAYINCA NE YAPACAM BİLİN BAKALIM PİÇOLAR! BİLENE HA BU SİLAHI GÖ...
Aa bir dakika annem arıyor." Dedi bir anda telefonu çalınca sözünü de tamamlayamadan, gürlemeyi bırakmıştı.Ozan'a sen devam et anlamında kaş göz yapıp telefonu açtı.
"Efendim anne," dedi yüzüne bulaşmış sıvayı silah tutan diğer elinin tersiyle silerken.
"Oğlum..." diye normal bir sesle konuşmaya başlayan kadın arkadan gelen pat pat silah seslerini duyduğu gibi telaşla haykırdı. "NE O SESLER?! NEREDESİN OĞLUM SEN?! SERDAAR!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRİFTAR
Ficção Geral"Bu kadar şüpheye düştüysen gel bak anne, bakireyim ben!" dedim itiraz edercesine. Annem yüzünü iğrenç bir şey görmüş gibi kırıştırdı. "Bakireymiş! İçine girmeyince de bakireyim dersin tabi, oranı buranı ellettiysen bakire olsan ne olmasan ne?!" Ev...