1. İLK KARŞILAŞMA

30 2 5
                                    


Herkese merhaabalarr ✨💗
Öncelikle bu hikayeye hoşgeldinizz
Bu hikayeyi daha önce yazmaya başlayıp paylaşmıştım ama sonra silmek zorunda kaldım çünkü o zamanlar yks sınavına hazırlanmaya başlamıştım. O zamandan bu zamana neredeyse 2 yıl geçti. Her gün aklıma gelen bu kurguyu artık daha fazla ertelemek istemedim ve yazıp sizlerle buluşturdum.

Keyifli okumalar diliyorum...

Düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız sevinirim 🧚🥺✨



🌟



Arcadia İmparatorluğu'nun Devrim Ordusu tarafından yıkılması üzerine 5 yıl çoktan geçmişti. Ama İmparatorluk üzerinde hâlâ savaşın etkisi vardı. Asiller hiç savaş olmamış gibi hayatlarına devam ederken alt tabakadaki insanlar hayatlarını sürdürmekte zorlanıyorlardı.  Hiç bir şey değişmemişti. Devrim ordusu, Kral Eudora'nın halkı umursamaması yüzünden başlattığı bu savaştan galip olsalar da hiç bir yenilik yoktu. Bir sürü insan katledildi. Bir sürü şövalye öldürüldü. Ne için? Sadece bir taht için mi?

Önümdeki masayı silmeyi bıraktıktan sonra arkadaki tezgahlara gittim. Burası benim çalıştığım küçük bir mekandı. İnsanlar burada yemek yer, içer ve eğlenirlerdi.

Böyle yerlerde olmak benim için iyi bir şeydi. Çünkü müşteriler genelde soylu insanlardan oluşuyordu. Lordlar, şövalyeler ve bazen de Baronlar geliyordu. Daha üst soylular böyle bir yere gelmezlerdi. Çünkü yaşadığım yer imparatorluğun en batısına yakın bir yerdi. Burası genelde en tehlikeli kişilerin, kuruluşların, örgütlerin olduğu kısımdı.

"Ruby, şunları arka tarafa götürür müsün?"

Patronumun ellerindeki kasalara baktım. 2 tane üst üstte duran bira kasalarını hızlıca onun elinden aldım ve tezgahın arka kısımında bulunan depo kısmına geçtim. Biraları diğer ürünlerin olduğu kısma bırakıp ellerimi birbirine çırpttım.

Az kalmıştı. Dün ona verdiğim bilginin detaylarını öğrenmek için bugün buraya net gelmesi gerekiyordu.

Lord Boris Eden Middleton.

Lord Boris şövalyelikten Lord unavına geçen nadir insanlardan biriydi. 5 yıl önceki savaşta başarılı olduğu için şuanki imparator tarafından ödüllendirildiği söyleniyordu.

Adalet algısının yüksek olduğunu bildiğim için ona ulaşmaya çalışıyordum. Çünkü o diğer soylular gibi değildi. Alttan geldiği için her zorluğu biliyordu. En azından ben buna inanmak istiyordum.

"L-Lord'um h-hoşgeldiniz? Bu saatte sizi buraya getir-..."

"Ruby Shannon diye birini arıyorum. Burada olduğu söylendi."

Gelmişti...

Hızlıca depodan çıktım ve tezgahın önündeki adamla anında göz göze geldik.  Onu ilk defa canlı görüyordum. Yaklaşık 1.90 boylarında duruyordu. Koyu kahve saçları hafif dalgalıydı. Aynı saçları gibi kopkoyu gözleri vardı.

"Ruby noluyor?"

Patronumun konuşmasıyla ona döndüm.

"Lord'a vermem gereken bir şey vardı. Kendileri buraya kadar teşvik etmişler."

Patronumun kafası daha da karışsada titreyen ellerimi saklamaya çalıştım. Ardından o kalın ama nazik sesi tekrar duydum.

"Bayan Shannon sizinle özel görüşebilir miyiz?"

Başımı ona çevirdiğimde direkt gözlerimin içine bakıyordu. Onu onaylamadan önce patronuma döndüğümde şaşkın bakışları hâlâ geçmese de onayladı.

Geçmişin SırlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin