Geçmişin Sırları

31. GEÇMİŞİN SIRLARI 3

Küçük prenses bir prens gibi büyürken annesi Kraliçe Aurora bütün kontrolü elinde tutuyordu.

3 yaşına bastığında okuma-yazma öğretilmeye başlandı. Ardından yavaş yavaş ağır dersler görmeye başladı. 6 yaşına bastığında özel şövalyesi Felix Leroy tarafından eğitim görmeye başladı. Felix, Albert'a gözü gibi bakarken Albert büyüdü ve ergenliğe doğru yaklaştı.

Annesi belirginleşmeye başlayan göğüslerini her gün sıkıca sardı. Adet görmemesi için özel ağır ilaçlar yaptırdı ve 12 yaşından itibaren her gün en az 2 kere buzlu suya yatırıldı.

Annesinin onu koruma biçimi onu daha da duygusuzlaştırıyordu. Erkek olmadığını kimseye göstermemek için herkesten uzak duruyordu. Özellikle de Felix'ten. Bu annesinin bir emriydi.

Babası Felix'i sürekli çıkmaya başlayan isyanları bastırması için görevlendirmeye başladığında Albert daha 13 yaşındaydı. O zamandan beri Felix ile birbirlerini görmeleri azalmıştı. Felix bir gidiyor en az 6 ay gelmiyordu.

Bu süreçte Aurora'nın psikolojik şiddetleri artmıştı. Babası ise yaptığı şölenlerde oğlunu gururla tanıtmaktan başka bir şey yapmıyordu. Tabii 13 yaşına basıp velihat prens ünvanını alacağı gün nişanlısını da tanıtmıştı.

Martha Scenar...

Aradan yıllar geçti ve Albert 15 yaşına girdi. Hiç bir şeyden habersiz yatağında uyurken dışarıdan bağırtılarla yattığı yerden kalktı. Kaşları çatık bir şekilde pencereye doğru yürüdü ve gördüğü kalabalığa şaşkınlıkla baktı.

İsyan çıkmıştı. Sarayın bahçesine kadar gelmişlerdi. İnsanlar ellerinde tuttuğu çapalar, çekiçler, bıçaklar, kılıçlarla kapılarında bitmişti. Yer yer yangınlar vardı.

Kaskatı kesilmişti. Hipnoz olmuş bir şekilde dışarıya bakarken bir anda kapının açılmasıyla hızlıca arkasına döndü. Gelen kişinin annesi ve onun yardımcısı Anna olduğunu görünce rahatlayarak onların yanına gitti.

"Anne neler oluyor?"

Aurora hızlıca Anna'nın elinden aldığı elbiseyi Albert'ın geceliğinin üstünden geçirmeye çalışırken Albert ondan kurtuldu.

"Tanrı aşkına konuşsanıza!"

İşte o an korkulu gözlerle karşı karşıya kaldı. Annesinin ilk defa bu kadar korkulu görüyordu.

"Bitti. Hepimizi öldürecekler."

Gülümsedi. Yüzünde umutlu bir gülümseme vardı.

"Ama sen yaşayacaksın."

Albert'ın kolundan tuttup kendine çekmesiyle elbiseyi giydirmesi bir oldu.

"Bana bak, oğlum. Kızım!"

Albert'ın gözleri annesinin yaşlı gözleriyle buluşunca Aurora yutkundu.

"Babanın odasına ulaştılar bile. Bu koridora girmemeleri için Felix savaşıyor ama o bile daha fazla dayanamaz. Gitmelisin. Yaşamalısın."

Albert'ın girdiği şoktan çıkmasını beklemeden elinden yuttuğu gibi arkasından sürüklemeye devam etti. Odadan çıktılar ve merdivenlere tam ters olan koridordan hızlıca devam ettiler. Ardından bir duvarın önüne geldiklerinde Aurora eliyle duvarda bir yere bastı. Bulundukları yerin hemen ilerisindeki saksı oynadı ve bir merdiven gözüktü aşağıya doğru inen.