19. ARKADAŞLAR

5 0 0
                                    

Ellerim titriyor ve başımı kaldıramıyordum. Daha az önce kendime gelmiştim. Karşımdaki doktorun dediklerini sindirmeye çalışıyordum.

"Leydim, Lord Eden gelmişler. İzin vermenizi bekliyorlar."

Başımı kaldırdım ve kapıdan bana seslenen doktorun yardımcısına baktım. Başımı olumlu anlamda sallarken kapı kapandı.

"Leydi Ruby, bu söylediklerimi Lord'a da söylemek zorundayım."

Genç doktora baktım. Hafifçe gülümsemeye çalıştım.

"Sorun değil, Foga. Sadece..."

Elimi karnıma götürdüm. İmkansızdı. Hamile olmam imkansızdı.

Omzumda hissettiğim elle başımı kaldırıp Foga'ya baktım.

"Her şey yoluna girecek Leydim. Endişelenmeyin. Size çok iyi bakacağım."

Kapının çalınmasıyla açılması bir oldu. Bakışlarım kapıyı bulduğunda Boris'in endişeli bir şekilde içeriye girmesi bir oldu.

"Ruby!" Yatağın yanına gelmesi bir oldu. Ellerimi kendi ellerinin arasına aldı.

Daha bir kaç saat önce beni boğan o eller şimdi ellerimi sımsıkı tutuyordu.

Yutkunarak ellerimize baktım.

Ne hissettiğimi bile bilmiyordum. Ben iyice yok olmuştum.

"Lord'um..."

Foga'nın Boris'e seslenmesiyle Boris ellerimi bırakmadan ona baktı.

"Bir sorun mu var? O iyi değil mi?"

Foga yanıma gelip boğazımdaki örtüyü düzeltti. Ondan bunu istemiştim. Aramızda bir sır olarak kalmıştı.

O ellerin izleri boğazımdaydı çünkü...

"Leydim hamile..."

"Ne!" Boris'in heyecanla bağırmasıyla ona döndüm. Boris şaşkınlık ve heyecanla havalandı. Yüzündeki o mutluluk kalbimi parçalarken bağıra bağıra ağlamak istiyordum.

"İnanamıyorum. Sonunda... Ruby!"

Tekrar yatağın yanına çömeldi ve alnıma kocaman birr öpücük bırakıp geri çekildi.

"Tanrım... Bir bebeğimiz olacak..."

Gözlerimden akan yaşları durduramayınca Boris'in sevinci kursağında kalmıştı. Elleri yüzüme çıktı. Göz yaşlarımı tek tek silmeye devam ederken huzursuzca mırıldandı.

"Ağlama... Bu güzel bir haber. Söz veriyorum çok iyi bir baba olacağım."

"Boris..." Ağlamalarım bitmezken ona seslenmiştim.

"Söyle güzelim, söyle..."

Ama cevap veremedim. Hıçkırıklarımı durdurmaya çalışsam da olmuyordu.

"Leydim izin verin, ben izah edeyim."

Yardımıma yetişen Foga'ya içimden teşekkürler ederken Boris yavaşça yatağaa çıktı ve oturdu. Beni göğsüne bastırdığında hissettiğim onun sıcaklığıyla mayışmaya başlamıştım bile.

"Ne oluyor, Tanrı aşkına?" Boris'in sesindeki o korku tınısını duyduğumda başımı kaldırdım ve yavaşça yataktaa doğruldum. Boris'in bakışları Foga'dan bana çevrilince yavaşça mırıldandım.

"Leydi Foga, bizi biraz yalnız bırakır mısın?"

Foga beni onaylayıp kısaca selam verip odadan çıkmıştı.

Geçmişin SırlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin