17. HAMİLE

6 0 0
                                    

Ne kadar güçlü durmaya çalışsam da ben yorulmuştum. Geçen 5 yıl boyunca anneme verdiğim sözü tutmaya çalışarak geçirmiştim. Annem o gün bana demişti ki,

"Ne olursa olsun yaşamak zorundasın. Sen bizim son umudumuzsun!"

Umut ben miydim?
Ben başarısız bir aptalın tekiydim.

Varolmam hataydı. Olmamalıydım. Ben ölmeliydim. Doğdum vakit öldürülmeliydim. Ben neden yaşıyorum ki? Gerçekten şuanki imparatoru devirebilecek biri miyim ben? Ben daha travmalarımı yönetemeyen eziğin tekiyim.

Kim ne derse desin ben başarısız bir korkağım.

"İmparator çok öfkelenmiş. Mektupta baya ağır şeyler yazıyor. En kısa sürede başkente gitmelisin."

Bu Andre'nin sesiydi. Neden buradalar? Ben neredeyim?

"Onunla uğraşamam şuan... Ruby hâlâ kendine gelmedi."

Alnımda hissettiğim sıcak el yavaşça saçlarımı okşamaya başlamıştı.

"Boris, sence de artık çok uzamadı mı?"

Andre'nin ilk defa Boris'e adıyla seslendiğini duymuştum. Onlar gerçekten yakın olmalıydılar.

"Ustam hâlâ atlatamadı. Krallığa girdiği an yine çıldırmaya başlarsa onu dizginleyemem."

Ustası mı? Arenada Andre ile konuştuğumuz şu sınırdaki kişi mi?

"Belki de onu kendi halinde bıraksak daha iyi olurdu."

Saçlarımda hissettiğim el yüzüme tırmandığında istemsizce kıpırdandım.

"Kendini gözümün önünde öldürmeye kalktı. Onun ölmesine izin veremem."

"Ama o 5 yıl önce oldu. Artık bunu yapmayacaktır."

5 yıl önce mi?

Ustası yoksa Eski İmparator'un sadık adamlarından mıydı?

"Onun son halini görmedin, Andre... Kendini paramparça etmiş. Yüzü tanınmayacak halde..."

Boris'in sesinde gerçek bir acı vardı. O gerçekten ustasına değer veriyordu.

"Ama gelmezlerse burada tek savunma yapamayız! Scenarlar kaçtı. Her an bize saldırabilirler. Askerlerimiz yeteri kadar yok. İmparator da bunun için ayrı endişeli... Sana bir şey olmasından çekiniyor."

"Andre..."

"Bunu bari, Leydi için yap. Ne hâlde olduğunu görmüyor musun? Gözünün önünde kocası bir adamın kafatasını ikiye böldü! Leydi artık daha fazla kaldıramaz."

Andre, gerçekte neler yaşadığımı bir bilse... Gerçekten beni böyle savunmaya devam eder miydin?

Yüzümdeki el benden uzaklaştığında yavaşça gözlerimi açtım. Gözlerimi açtığımı gören Boris hızlıca üzerime eğildi ve yüzüne yerleştirdiği bir gülümseme ile bana baktı.

"İyi misin, güzelim."

Başımı olumlu anlamda sallarken doğrulmaya çalıştım. Boris hızlıca bana yardım etti ve arkamı yastıkla destekledi.

"Leydim biz de tam sizden bahsediyorduk. Bir doktorun gelmesini konuşuyorduk."

Başımı Andre'ye çevirdim. Ellerini arkasında bağlamış yüzünde hafif bir gülümseme ile bana bakıyordu.

"Doktora ne gerek var? Ben iyiyim gerçekten."

İtirazıma karşı Boris hızlıca yatağın köşesine oturdu ve ellerimi tutup kendi ellerinin arasına aldı.

Geçmişin SırlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin