6. DÜRÜST SICAK GECE

14 1 2
                                    

Akşam yemeğini bugün tek yemiştim. Buraya geldiğim ilk zamandan beri bu ilk defa olmuştu. Tam da Boris'e Düşeş Scenar'ın davetini kabul ettiğimi söyleyecektim.

Arkamda dolaşarak hızlı adımlarla önüme geçen Andre, Boris'in çalışma odasının kapısını 2 kere tıklattı. İçerden gelen gir komutuyla kapıyı açtı ve girmem için kenara geçti.

"Sir Andre evde bile beni takip mi edecek?"

Sitemkar çıkan sesimle Boris'in bakışları arkamda yerini alan Andre'ye kaydı. Ona çıkması için başını salladığında Andre'nin sesli bir şekilde odadan çıkıp kapıyı kapatması bir oldu.

Boris oturduğu koltuktan kalktı ve elindeki kağıtları masanın üstüne yerleştirip bana doğru yürüdü.

"Elbette evde peşinde olmayacak. Sadece şu sıralar birazcık dikkat etmemiz gerekiyor."

Onu anlamıyorum demek yalan olurdu. Ne kadar çok düşmanın olursa olsun bu devirde evde bile güvende duramıyordun.

"Bu kadar şeye gerek yok ama..."

Elini kaldırdı ve saçıma uzattı. Gözlerim istemsizce kapanırken yine her zamanki gibi dudaklarını parmaklarının arasındaki saç tutamıma bastırdı.

"Bilmediğin şeyler var. Sadece bana güven."

Gözlerimi yavaşça açtığımda işaret parmağıyla saçımla oynuyordu. Tüm dikkatini sanki saçıma vermişti.

"Boris..."

Ona seslenmemle bakışlarını saçımdan bana çevirdi. Koyu kahve rengi gözleri sanki yanıp kavruluyor gibiydi. Ortam sanki bir anda sıcaklamaya başlamıştı. Bir kaç adım geriledim ve aramıza mesafe açtım. Sonunda sanki nefes alabilmişim gibi hissediyordum. Saçlarımı omuzlarımın arkasına yolladıktan sonra konuşmaya devam ettim.

"Bana mektuplar geldi. Yarın Düşeş Scenar'ın çay partisine davet edildim."

Boris hafifçe gülümseyerek arkasına döndü. Masasına kadar gitti ve kalçasını masaya yaslayarak kollarını göğsünde birleştirdi.

"Artık karım olduğuna göre bu davetler artık daha da çoğalacak."

Karım kelimsini bastırarak söylemesi istemsizce dikkatimi çekmişti.

"Yarın güzelce eğlen, bunu hak ediyorsun."

Yüzündeki gülümseme silinmeden başını hafifçe sola doğru yatırdı.

"Ayrıca Dük Canvans tarafından bir davet aldım. Senin mektuplarının arasında da onun adını gördüm. Bizi evlerine davet ediyorlar. Yarından sonra onlara da uğramamız lazım."

Bana gelen mektupları tabii kontrol ettiklerini biliyordum. Ama içleri açılmamıştı. Özelime saygı duyulmuştu.

Başımı olumlu anlamda salladığımda kollarını göğsünden çekti ve masanın iki yanına koydu.

"Bugün seni çok özledim."

Söylediği şeyle şoka uğrarken yüz ifademi koruyamadım. Bu halime hafifçe bir kahkaha attığında kızarmış yüzümü sağa çevirdim. Ve odadaki tek pencereye baktım. Hava zifiri karanlıktı.

"Daha bir kaç gün oldu birbirimizi tanıyalı..." Mırıldanarak söylediğim şeye hafifçe iç çekti.

"Seni ne kadar uzun süre beklediğimi bir bilsen."

Bakışlarım bir anda onunla buluştuğunda onun gözleri her zamanki gibi benim üstümdeydi.

"Bu da ne demek?"

Geçmişin SırlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin