Bir bardak suyun içine bir damla kan damlattığınızda o suyun içinde karışmaya başlar. Aynı insanın içine düşen bir şüphe damlası gibi... Eğer ona bir damla daha eklersen suyun rengi değişmeye başlar.
Bu hayattaki amacımı bilmiyordum. Neden var olduğumu sorguluyor ve buna lanet okuyordum. Devrim Ordusu İmparatorluğu yıktığı gibi benim hayattımı da yıkmıştı. Zaten düzgün bir hayattım yoktu. Zenginlik, mutsuzluk, kölelik, itaat ve 3 yıl boyunca her gün içime işletilen buz... Bunların hiç birinin önemi kalmamıştı. Fakirliğe gömüldüm, mutlu olamadım, şavaştan sonra beni yanına alan Emily benim yüzümden öldü bu yüzde Başkentten kaçmaya çalıştım. Yakalandım ve 6 ay boyunca hapsedildim. İtaat ettirilmeye zorlandım. Ve bunca geçen yıl boyunca yanımda benimle kalan sadece titremelerim oldu. Soğuk hiç bir zaman yok olmadı. Aynı şuan olduğu gibi... Ama bu sefer bir şey farklıydı. O da Boris'in içine serptiğim şüpheler... Bu şüpheler onu değiştirecek miydi? Bana bakarken gülümseyen gözleri artık vücudum gibi buz gibi mi olacaktı?
Canvans ailesinin evinden çıktığımızdan beri bir şey konuşmamıştık. Eve varana kadar arabada nefes alışverişlerimiz ve dışardan gelen teker sesleri dışında hiç bir ses yoktu.
Eve geldiğimizde kendimi o kadar kötü hissediyordum ki kendimi direkt odaya atmıştım.
Boris daha önce böyle hiç davranmamıştı ve bu yüzden nedenini bulmakta zorlanıyordum.
Odamızın içinde bulunan giyinme perdesinin arkasına geçip üstümdekileri çıkardım. Mor renkli çiçekli bir elbiseyi giyerken kapı açıldı. İçeride yankılanan ayak seslerinden onun Boris olduğunu anladım.
Elbisenin eteklerini üstümden geçirdim. Bol bir elbise olduğu için gecelelik için bile giyilirdi.
Yatağın hafifçe gıcırdamasıyla yavaşça perdenin kenarına geçip oraya doğru gizlice baktım. Boris yatağın ucuna oturmuştu. Bacaklarını iki yana açmıştı. Bir eli yataktayken diğer eli kravatındaydı. Kravatını bollaştırıp çekiştirirken bakışları havadaydı.
Orada öyle kalakaldım. Burada olduğumu biliyor muydu? Acaba bir anda çıksam rahatsız olur muydu? Burada mı kalmalıyım?..
"Daha ne zamana kadar orada dikileceksin?"
Bakışlarını indirip bana baktığında kıpkırmızı oldum.
Yakalanmıştım işte!
Saklandığım yerden çıktım ve orada öylece dikildim. Son yarım saattir aramızda hissettiğim soğukluk yüzünden ne yapacağımı bilmiyordum.
"Demek Başkentlisin?"
Yavaşça ayağa kalktığında sadece başımı sallayarak onay verdim.
"Bunu bilmiyordum. Bu yüzünden çok şaşırdım."
Elindeki kravatını yatağa bıraktı ve ayağa kalktı. Bana doğru yürümeye başladığında istemsizce yutkundum. Bana iyice yaklaştığında adımlarım benden izinsiz geriye doğru gitmeye başladı. Sırtım en sonunda dolaba çarptığında onun ve dolabın arasında kaldım. Sağ elini kaldırıp dolaba yasladı ve üstüme doğru hafifçe eğildi.
"Ruby, senin hakkında bilmem gereken bir şey var mı?"
Gözlerimi gözlerinden kaçırmayarak ona bakmaya devam ettim.
"Ben sadece bir tüccar kızıyım. Ailemi savaştan önce kaybettim. Onlardan kalanlar ise savaş sırasında yağmalandı."
Benden bir adım uzaklaştı ve ellerini göğsünde birleştirdi.
"Reşit olmadan önce aileni kaybettiğin için mi Shannon soy ismini aldın?"
Başımı olumlu anlamda salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Sırları
Mystère / ThrillerUzun süredir ayakta duran Arcadia İmparatorluğu'nun sonu Devrim Ordusu tarafından olmuştu. Başarısız İmparator Eudora'nın kellesi İmparatorluğun bahçesinde asıldığı andan itibaren yeni bir dönem başlamıştı. O günden bugüne 5 yıl geçmişti. Ama İmpar...