26. GEÇMİŞTEN FIRLAYAN ADAM

3 0 0
                                    


Araçtan önden Boris inerken ardından dikkatlice ben indim. Ellerimiz hâlâ birbirine bağlıyken malikanenin bahçesine toplanmış tanımadığım bir sürü kişi vardı.

Andre çoktan onların yanına gitmiş hatta biri ile sarışmıştı. Birbirlerinin sırtlarına sertçe vurduktan sonra ayrıldılar. Andre'nin sarıldığı adamın bakışları bizi bulunca yüzündeki gülümseme silinmeden bize doğru gelmeye başladı.

"Darian o yüzündeki ifadeyi sil."

Adının Darian olduğunu öğrendiğim kişi bakışlarını benden çekip kendisine laf söyleyen kocama baktı.

"Hadi ama Boris. Evlendin ve düğüne bizi çağırmadın. Bırak da bugün kutlayalım!"

Yanımıza vardığında ilk başta saygıyla önümde eğildi.

"Leydim, ben Darian Shannon tanıştığıma çok memnun oldum."

Boris dayanamayıp bir kahkaha attı ve Darian'ın sırtına sertçe vurdu. Darian anında doğrulup ona çakma bir sinirle bakarken o da gülmeye başladı.

Darian'ın da bir Shannon olması pek şaşırtıcı bir detay değildi. Çünkü çoğu asker bir Shannon'dı.

Darian, Boris'in omzuna kolunu attı ve arkasına dönüp diğer kişilere tüm gücüyle bağırdı.

"Lan itler, bugün şenlik var!"

Gülmeden edemedim. Darian'ın küfrüne karşın Boris sinirle ona dönüp karnına bir yumruk geçirmişti. Darian öksürük krizine girerken hızlıca bana döndü ve samimi bir şekilde özür dilemeye başladı.

"Leydim, kusura bakmayın. 1 yıllır bu it-... şey bunlarla takıla takıla iyice bozuldum. Lütfen kusura bakmayın."

O kadar tatlı ve samimiydi ki yüzümdeki gülümseme silinmiyordu. Başımı hızlıca olumsuz anlamda sallarken mırıldandım.

"Hiç sorun değil, Sir Darian."

Darian gülümseyerek önüne döndü ve tüm gücüyle bağırdı.

"Hadi yemeğe!!"





👻





Uzun süredir görüşmeyen arkadaşlar sonunda tek bir masada toplanmıştı. Batı sınırında olan komik olaylar anlatılıyordu. Masadaki ben de dahil olmak üzere 11 kişiydik ve hepimiz sanki bir kaç gündür kötü şeyler olmamış gibi eğleniyorduk. Kimse ciddileşmek istemiyordu. Belki de son mutlu günümüz diye düşünüyorlardı.

"Roger, Narvent'ten bir kız kaçırmaya çalıştı!"

"Hadi canım!" Andre şokla adının Roger olduğunu öğrendiğim adama baktı.

"Oğlum sen manyak mısın? Savaş mı çıkaracaksın!" Ne kadar kızmış gibi çıksa da sesi alayla gülmeye başladı.

"Ya abi, kız beni kaçır diye direnip durdu. Kıramadım."

"Yalancı lan bu."

"Ben böyle yalan söyleyen görmedim."

İki arkadaşı da aynı anda söyledikleri şeyle masadaki herkes gülmeye başladı. Bakışlarım Boris'e kayarken düşünceli bir halde tam karşında bulunan boş sandalyeye baktığını gördüm.

Masada Boris başraydı. Solunda ben vardım. Sağında ise Andre. Benim yanımda Foga vardı ve diğerleri hepsi karışık oturmuştu. Ama kimse Boris'in karşısına oturmamıştı.

Elimi yavaşça masanın üstünde olan elinin üstüne koyduğumda odaklandığı yerden bir anda masaya dönmüştü. Gözleri beni bulurken yavaşça elini sıktım.

"İyi misin?" Başını anında olumlu anlamda sallarken hafifçe gülümsedi bana.

Masadaki tüm bakışlar bize dönerken yavaşça elimi çektim ve önümdeki yemeğime döndüm. Foga yanımda hafifçe güldüğümde nedense aşırı gerilmiştim.

En sonunda Boris'in sesi ortamda yankılandı.

"Hocam nerede?"

Bakışlarım ona kayarken iki saattir düşündüğü şeyin bu olduğunu fark ettim. O karşısında bulunan boş sandalye hocasına aitti.

Adının Gale olduğunu öğrendiğim mavi gözlü asker hafifçe öksürdü ve bakışlarını Boris'in düşünceli yüzüne çevirdi.

"Kendisi Leydi'yi korkutmak ve rahatsız etmek istemediği için ortalıkta dolaşmak istemedi. Odasında şuan."

Boris'in kaşları çatılırken ses tonu sert çıkmıştı.

"Bu ne saçmalık. Ruby'le tanışmasını istiyordum."

Gale omzularını silkti. Karışmak istemediği çok belliydi.

Anlamadığım şey neden rahatsız ya da korkmuş hissetmem gerektiğiydi.

Boris ayağa kalktı ve hiç bir şey demeden yemek salonunu terk etti. Etraf aniden daha da gerilirken boğazım kuruduğunu fark ettim. Bakışlarım Andre'ye dönerken onun da canı bir tık sıkıldığını gördüm. Ellerim su dolu bardağıma giderken yutkundum.

Neden korkacağımı düşünmüştü acaba Boris'in akıl hocası? Kendisi o kadarr korkunç biri miydi?

Bardağı tuttup büyük bir yudum alırken Boris önde yemek salonuna girdi. Ardından beliren dev gibi adama gözlerim takıldığında su yemek boruma değil soluk boruma kaçmıştı.

Deli gibi öksürmeye ve nefes almaya çalışırken gözlerimi ondan çekemiyordum. Yere bakan masmavi gözleri beni bulurken anında gözlerini kaçırdı ve Boris'e döndü.

Foga elimdeki suyu alırken yavaş yavaş nefes almamı söylüyordu.

"Sana gelmemem gerektiği söylemiştim." Sarı kısa saçlarını eliyle geriye ittiğinde içim paramparça oldu.

Arkasına dönüp kapıdan tam çıkacakken bu sefer Boris onu durdurmadı.

"B-bekleyin!"

Öksürüklerim birazcık daha kısılırken sandalyemden fırlamış ve ayağa kalkmıştım. Ellerim yemek masasının üstündeyken kalbim küt küt attıyordu.

Durdu ama arkasını dönmedi.

Yüzünü göstermek istemiyordu. Çünkü yüzü aynı benim sırtım kadar paramparçaydı.

"Lütfen masaya buyrun."

Bu olabilir miydi?
Olamazdı. Ölmüştü çünkü.

Yavaşça arkasına döndüğünde gözlerine bakakaldım. O bana bakmada da ben onu görebiliyordum.

O gözleri asla unutamazdım. Eskiden o gözlerde huzur bulurdum ama şimdi sadece keder vardı. Boris oturması için sandalyesini gösterdiğinde büyük ve sert adımlarla oraya doğru gitti. Bakışlarımı ondan çekemiyordum.

Yürümesi bile aynıydı.

Boris de en sonda yanıma geldi ve kaşktığı sandalyesine geri oturdu.

"Sonunda tüm ailemiz burada." Boris genişçe gülümsedi ve önündeki kadehi eline aldı.

O ise hâlâ boş bakışlarıyla yemek masasındaki dolu tabağına bakıyordu.

Yutkunmadan edemedim. Ellerim daha doğrusu tüm vücudum deli gibi titriyordu. Ama bu üşüdüğümden değildi.

Herkes eline kadehlerini alırken titreyen ellerimle kadehi tuttum. Elimin titrediğini herkes fark etmişti ama kimse bir şey demedi.

Kadehler ortaya doğru uzatılırken herkes onu bekliyordu. Sağ elini kadehe doğru uzattığında avucunun içindeki o kesiği gördüm.

İşte o an kalbim durmuştu. Gözlerim sadecee o kesiğe bakarken nefes alamıyordum. O eliyle kafehi tuttu ve havaya kaldırdı.

"İmparatorluğumuzu korumaya devam!"
Darian tüm gücüyle bağırdığında herkes aynı şeyi tekrar etti. Etmeyen tek kişiler ben ve Felix'tik.















Geçmişin SırlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin