İyi okumalar dilerim.
31.12.2023
11:08Yatağa girdiğimde elim kendiliğinden karnıma gitmişti. Çok değil kısa bir süre önce onun eli buradaydı. Dudakları da şakağımda. Durup bu geceyi düşündüm. Bu kadar mükemmel olması imkansız gibi bir şeydi. Neydi onu bu hale getiren?
Neden çok anlayışlıydı? Gözlerinde gördüğüm mutluluğunun sebebini tahmin etmek zor değildi. Aynısından bende de vardı çünkü. Bebeklerimiz. Onun ve benim. Hani sarhoş olanlar ayıldıktan sonra hiçbir şey hatırlamazdı. Ben neden hatırlıyordum? O bakışları, nefesi, sesi, dokunuşları ve kokusu...
Kızaran yüzümle yatakta doğrulup komodinin üstündeki saate baktım.
00:36.
Oflayıp tekrar uzandım. Yarın okul vardı uyumam lazımdı. Hani çok uykum vardı. Nereye kaçtı uykum? Neden sıcaklamıştım ki şimdi."Hissettiniz mi babanızı? Ben hissettim. Sağlıkla gelin bebeklerim. İyi ki bana geldiniz, bize geldiniz. Teşekkürler bana tutunduğunuz için. Sizi çok seviyorum."
Son hatırladığım bu cümleler ve göz kapaklarımın altına işlenen yeşil gözlerle uykuya dalmamdı.
****
Aynanın karşısında giydiğim üçüncü elbise ile kendime bakıyordum. Bugün okul çıkışı Kenan ile ailesinin evine gidecektik. Çok stresli ve gergindim.
"Kuzum bu kadar kasmana gerek var mı cidden?"
"Of! Bilmiyorum ki, ilk kez tanışacağız. Özenmek istiyorum.""O zaman dediğim elbiseyi dene son kez." Beril bürodaydı. Gergin olduğumu biliyordu, yanımda olamadığı için de telefonla aramıştı. Dediği elbiseyi de geçen ay beğenip almıştık ve daha hiç giymemiştim. Beril'i onaylayıp telefonu kapattım.
Krem zemin üzerinde minik bordo çiçekleri olan, dizimin bir karış altında kısa kollu bir elbiseydi. Kloş eteği sayesinde karnım görünmüyordu bile. Üstüne de krem trençkotumu giyince hazır olmuştum.
Araba bugün Beril'deydi. Okula doğru yürüdüğüm zamanlar olmuştu ama bugün halsiz gibiydim. Stresli ruh halim beni bu duruma sokmuştu.
Aşağıdaki taksi durağına yürüyüp boş bir taksiye bindim ve okulun adresini verdim.***
Kenan'ın çıkış saatinde burada olacağını biliyordum ve elimde götürmek için hediye almama müsaade etmeyeceğini tahmin ediyordum. Ondan önlemimi almıştım.
Çalan çıkış zili ile öğrenciler teker teker sınıftan çıkarken koridorların sakinleşmesini bekledim. Ne kadar söylensem de Kenan'ın haklı olduğunu da biliyordum. Dikkat etmeliydim.Mesaj sesi geldiğinde sınıftan çıkmıştım bile.
Kimden: KENAN
Geldim ben, bekliyorum. Dikkat et.Cevap vermeden telefonu çantama koyup aşağı indim. Bahçeye çıkmıştım ki bahçe kapısındaki görevli adam elindeki poşetleri bana uzatırken gülümseyip teşekkür ettim.
Bahçedeki siyah arabayı görünce adımlarımı oraya ilerlettim.Kenan arabadan inmiş, kaputa yaslanmıştı. Baş hareketi ile sağ tarafında duran koruma yanıma gelmişti.
"Poşetleri alayım efendim."
"Gerek yok, hafif-"
"Olmaz öyle şey. Lütfen, poşetleri bana verin."Kabul edip poşetleri uzattım ve Kenan'a yöneldim.
"Gerek yoktu taşıyabiliyordum."
"Asıl onları almana gerek yoktu. Ve korumalar varken neden taşıyasın. Hem de bu halde."
Kaşlarım çatılmıştı bile.
"Ne varmış halimde?"
"Allah aşkına en son ne zaman aynaya baktın. Gözünün feri gitmiş, her an düşüp bayılacak gibisin. İlaçlarını düzenli kullanıyor musun?Yemek falan yedin mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADEM
Ficción GeneralBanyo tezgahında duran testten gözümü ayıramıyordum. İdrak edemiyordum. Bu testi yapmış olmayı bile kendime yediremezken testteki çift çizgi bir tokat gibi yüzüme çarpmıştı. Titreyen ellerimi ağzıma götürmemin sebebi hıçkırıklarımı Beril duymasın di...