Elçi 4

Lu

"Leo, yapmak istediğin şeyi anlasam dahi karşında senin gibi yetişkin birisi olmadığını unutuyorsun.

Kai şuan 9 yaşında. Fakat doğduğu andan itibaren ablası ile karşılaştırılıyor. Sen, yarı tanrılar, imparatorluk memurları hatta halkımız.

Her biri Alice ile Kai'yi kıyaslarken, bunu senin gibi yapıcı bir şekilde yapmayanlar da var.

Senin kanından olmasına rağmen gölgen altında kalan oğlunun yetersiz olduğunu söylerlerken, kızımızın şuan bulunduğu mertebeye kendi çabası ile ulaştığını söyleyenler, onun üzerinde büyük bir baskı yaratıyor.

Üstelik onu varis yapmadığın zaman işler iyice kötüleşti. Kızımız hala kardeşini ne olursa olsun korumasına rağmen bu karşılaştırma onun için bir gölge oluşturduğu için tüm bu öfkesini ablasına yansıtıyor."

Leo eşine bakarken onun bunları nasıl bildiğini bir kez daha merak ederken, ona hayran kaldı. Kendisi bir Tanrı haline gelse dahi çocuklarına nasıl davranacağını bilmediği gibi insan ilişkilerinde bile berbattı.

Fakat eşi kendisinin aksine imparatorluğunun ilişkilerini düzenleyen ve onu yöneten kişiydi. Halkı ile ilgilenir, onların sorunlarını çözer hatta diğer güçlere nasıl davranacağını bile söyleyen tek kişi oydu.

Bundan dolayı Leo onu her zaman dikkatli bir şekilde dinlemekteydi.

"Gölgemden kurtulmak istiyorsa o zaman daha fazla çaba göstermesi lazım. Fakat bunu yapmak yerine ablasına duyulan saygıyı kıskanmakla yetiniyor.

Alice'te aynı sorunlarla baş etti. Fakat o bana öfkelenmek yerine kendisini geliştirmek için çabaladı ve şuan tüm evrende saygın bir figür oldu.

Şuan ona benim varisim veya kızım olduğu için saygı duyulmuyor. Aksine sahip olduğu şahsi gücü nedeniyle saygı görmeyi hak eden bir uzman olarak kabul edildi.

Fakat oğlumuz 9 yaşında olmasına rağmen hala gerçek alemlere giriş yapamadığı için bu bahaneniz ardına sığınacak kadar küçük bir şımarık."

Öfkeli bir şekilde homurdansa da, çocuğunun bu şekilde davranmasını hala yanlış buluyordu.

Eşi yeşim taşı gibi parlak fakat bir buluttan bile yumuşak olan o narin eli ile kendisinin elini tutarak,

"Ne olursa olsun ikisi de bizim çocuğumuz. Ve şimdi oğlumuzu Valhalla'ya gönderirken, bunu cezalandırmak için yaptın.

Bundan dolayı durum biraz daha karışacak olsa da, bunu çözmenin yolu çok daha basit. Aynı kızımıza yaptığın gibi ona da kendin rehberlik edebilirsin. Valhalla'da olduğu süre boyunca onunla zaman geçirirsen, bu eğitim için bile olsa senin neden bunu yaptığını anlayacak kadar zeki birisidir Kai."

Bu dediğinin ardından Lu kendisine bakarken, Leo onun gözlerinde ki müşfik ifadeyi gördüğünde iç çektikten sonra

"Benim bir Tanrı olduğumu unutuyorsun galiba. Evreni sürekli izlemem gerek."

dediğinde yanlış bir şey söylemiş olacak ki, karısının güzel gözleri bir anda kısılırken Leo bu ifadenin ardından öfkenin gizlendiğini çok iyi biliyordu.

Yine de eşi sanki son bir şans vermiş gibi son derece düzgün bir şekilde,

"Merak etme kocacım, imparatorlukta bulunan yarı tanrıları evrenin bölgelerine gönderip, bu izleme işini halledebilirim!"