Elçi 4

Plan Açığa Çıkıyor

''Bu nasıl bir aptal!?''

Lu öfkeyle kükrerken, sarayda sesinin yüksekliğini duyan herkes derin bir korku ile sarılmıştı. 

Zira onun öfkesinin ne kadar kötü olduğunu tüm yüksek rütbede ki kişiler biliyordu.

Son aldığı bilgiler doğrultusunda, kocası, oğullarını öldürmek için 3 kadim gücü görevlendirmişken, Lu bunu duyduğu anda öfkeyle bağırırken, kendisine bu bilgiyi getiren kişi Freya'dan başkası değildi.

''Kraliçem, Norn'lar bu bilgiyi teyit etmiş bulunmaktadır. Bunu kayıt altına alarak size getirmenin uygun olacağını düşündüm.''

Freya..

Vanir tanrılarının en güçlü yarı tanrılarından birisi olan bu genç kadın, ilk oğlu olan Baldur'u iyileştirdiği için Freya kendisine aşırı bağlı olan bir astıydı. Bunun yanında kadim büyüsü ile birlikte büyük olaylara olan dikkati sayesinde birden fazla kez Lu'yu bilgilendirebilmişti.

Fakat şimdi...

Kocası oğullarının başına ödül mü koymuştu cidden?

Bu nasıl mantıksız bir karardı!?

Fakat Lu ne kadar öfkelenirse öfkelensin, bu plandan ne kadar rahatsız olursa olsun kocasını çok iyi tanıyordu.

Ailesine bağlılığı o kadar derindi ki, bu takıntısı haline gelmişti. Bundan dolayı her saniye Clast hanesine dikkat ettiğini çok iyi biliyordu. Şuan bile gözleri kendi üzerindeyken, nasıl çocuğunun ölümüne izin verebilirdi ki?

Büyük ihtimalle onu ölüm kalım mücadelelerine sokmayı planlıyordu.

Fakat bu bile oldukça tehlikeli bir plandı!

''Şu gerizekalı neden güce bu kadar takıntılı olmak zorunda ki..?''

Lu kendi kendine mırıldandıktan sonra Freya'ya odaklanarak,

''Freya, bu bilgi için teşekkür ederim. Herhangi bir şekilde endişelenmene gerek olmadığını unutma. Leo sana veya sevdiklerine öfkelenmeyecek.''

dediğinde aşağıda bulunan güzel kadının gergin ifadesinin yerini rahatlık alırken, kadın eğildikten sonra odadan kaybolduğunda, Lu'da önünde açılan portal ile birlikte taht odasından bir anda ayrılıverdi.

Bir anda kendisini Altın Şehir olarak anılan ve Kahramanların Diyarı olarak kabul edilen Valhalla'da bulurken, Lu bu şehri incelemekle uğraşmadı. Çünkü şuan birisine hesap sormaya gelmişti.

Hızlı bir şekilde kocasının bulunduğu alana doğru ilerlerken, kendisinin ulaşmakta zorlanacağı bir hız vücudunun daha da ileri hareket ettirirken, Lu bunu yapan kişinin eşi olduğunu bilse de, pek umursamadı.

Geniş balkonda büyük bir kanepede oturan kocasını gördüğünde, kalbinde beliren sevgi karşısında bile Lu, ona karşı öfkeli ifadesini korurken, kocası kendisine bakmadan aşağıda meditasyon yapmakta olan oğullarına bakarken,

''Hoşgeldin, sevgilim.''

diye mırıldandığında, Lu ister istemez yüzünün bir anlıkta olsa yumuşadığını hissetse de, hemen sert ifadesine dönerek kocasının yanına gittiğinde kafasının arkasına güçlü bir tokat atmadan edemedi.

''Seni gerizekalı ahmak herif! Cidden Kai'yi ölüm kalım mücadelelerine mi sokacaksın!?

O kadar şey yaşadıktan sonra çocuğunun da bunları görmesini mi istiyorsun? Bunu yapmaman gerekiyor!''

dediğinde bir kez daha kafasına vurduğunda, kocası kendisine karşı sevgiyle gülümserken, Lu ne olduğunu anlamadan bir anda kendisini onun yanında otururken bulduğunda, kocası bir kolunu omzuna atarken başını onun omzuna yaslamış halede oturmaktaydı.