Panam, büyükannesinin açıklaması karşısında gülümserken, kendisinin de giderek Işığı sevdiğini söylemesi yanlış olmazdı.
Anneleri ve büyükannesi her zaman meşgullerdi. Şimdi anneleri bir göreve gönderilmişken, büyükannesi ise günün büyük bir kısmında imparatorluk işleriyle ilgileniyordu.
Daha önce görmediği dayısı büyükbabasının zorlu eğitimine tabii tutulduğu için onunla karşılaşmamıştı bile.
Ve büyükbabası ise her ne kadar kendilerini sürekli olarak uzaktan izliyor olsa da, Panam onunda çok yoğun olduğunu öğrenmişti.
Fakat Işık kendisinin her zaman yanında olduğu gibi bir çok şey yapabiliyorlardı.
Kendisinin tek başına giremediği bazı gizli odaları bile Işık kolayca açarak girmelerini sağlarken, Panam bir çok odada gördüğü şeylere inanamamıştı bile!
Hatta dün devasa bir ejderhanın ağzına bile girebilmişlerdi!
Bundan dolayı Işık ile giderek daha iyi anlaşırlarken, bir kaç gündür çok fazla yaramazlık yapmaya başlamışlardı.
İlk olarak artık uçabiliyordu!
Büyükbabasının söylediği gibi Işık onu tuhaf bir şekilde ne yapılacğaını anlatmayı başardığında, Panam gerçekten uçmaya başlamıştı. Hatta eğer ona tutunursa bu uçma hızı çok daha yüksek bir seviyeye ulaştığı için adeta kuş gibi hissediyordu.
Dün gökyüzünde süzülen bir tane ejderhanın sırtına bile binebilmişti!
Elbette o beyaz ejderha bu duruma şaşırmış olsa da, Işık onun sırtına değdiği anda kendisini dizginlemiş gibi hiç sorun yaşamamıştı!
Bugün yanlışlıkla banyoyu tavana kadar suya gömdüklerinde, Poseidon amcası gelene kadar kahkahalar atarak bu gölde sular sıçratmış, dalıp çıkabilmişti.
Ve işin en komik yanı o değildi!
Hayır, suyun altına daldığında bile rahatça nefes alabiliyor ve konuşabiliyordu!
Bu konu aklına geldiği anda Panam, kucağında oturduğu büyükannesine bakarak,
''Büyükanne, dün suyun altında nefes alabildiğimi ve konuşabildiğimi keşfettim!''
dediğinde büyükannesi kendisinin yanağını hafifçe sıktığında, Panam ister istemez onun bu hareketi karşısında kıkırdadı.
''Ve bunun sebebini mi öğrenmek istiyorsun?''
dediğinde Panam heyecanlı bir şekilde kıpırdanarak,
''Evet!''
dediğinde büyükannesi kendisine gülümseyerek sebebini açıklamaya başladı.
''Bunun için bir şeyi bilmen gerekiyor.
Yetişimciler girdikleri her alemle birlikte doğal elementlere karşı belirli bir yatkınlığa ulaşabiliyor olsalar da, bunların her biri kısıtlı bir yatkınlıktır. Mesela ben havasız bir ortamda sadece 10.000 yıl kalabilirim.
Fakat büyükbaban gibi bir Evren Tanrısı evrenin tüm sınırlandırmalarından kurtulduğu için alevleri yutsa, bir denizi içse dahi herhangi bir sorun yaşamaz.
Fakat senin için durum çok daha tuhaf.
Ejderha Kutsaması aldığın anda ejderhaların sahip olduğu ayrıcalığı da üzerine aldın çocuğum. Ejderhaların kullandığı 4 element senin için herhangi bir tehdit yaratmıyor. Fakat Işık ve Karanlık elementlerine karşı hala dikkatli olmalısın.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elçi 4
FantasyElçi, Tanrı, Ejderha İmparatoru. Sayısız unvana sahip olan Leo Clast için artık yolun sonuna gelinmişken, artık ailesi ile ilgilenmenin zamanı geldi. Fakat çocuklarının arasında olan sorun giderek göze batarken, kendisini sevmeyen sayısız kişi bu so...