Leo kucağında oturan ilk torununun bu kadar sevimli olması karşısında şükrederken, şimdi onunla konuşmayı bitirmesi gerekiyordu. Bundan dolayı onun gözlerine baktığında, kendisine sevgiyle gülümseyen torununun yanağını bir kez daha sıktıktan sonra gülümseyerek,
''Panam, şimdi eve dönmen gerekiyor çocuğum. Seninle tanıştığıma çok memnun olduğumu belirtmeliyim.''
dediğinde torununu kucağından indirirken, küçük kız Işığın ve Karanlığın Asası yanında süzülürken,
''Bende tanıştığıma memnun oldum, büyükbaba. Hiçte bana anlatıldığı gibi sert ve kötü değilmişsin!''
dediğinde Leo'nun gözleri aşağıda duran ikiliye baktığında, onların huzursuz kıpırdanışlarını görmekte gecikmedi. Fakat onu takip eden Panam annelerinin bu kıpırdanışını görünce sanki bir sırrı ortaya dökmüş gibi aceleyle,
''Annem senin şefkatli olduğunu söylemişti büyükbaba! Ben sadece efsanelerini dinlediğim esnada senin öyle birisi olduğun kanısına varmıştım!''
diye alelacele açıklama yaparken, Leo onun annelerini kurtarmak için böyle söylediğini iyi bilse de, torununun başını okşayarak,
''Merak etme, öyle olduğunu düşünmüştüm zaten. Şimdi sen eve giderken, annelerinin biraz burada kalması gerekiyor. Onlarla bir konuda konuşmam lazım.''
dediğinde torunu şüpheli bir şekilde kendisi ile anneleri arasında bakışsa da, Leo onun yanağını bir kez daha sıktıktan sonra,
''Eve gittiğin zaman Işığın ve Karanlığın Asası sana yeni büyüleri göstermek istiyormuş. Bunlardan birisi de nasıl uçabileceğinmiş.''
dediğinde torunu neşeyle cıyaklarken,
''O zaman ben gidiyorum!''
dediğinde Panam'ın önünde bir geçit açtığında, torunu hızla geçitte kaybolurken, Leo aşağıda duran iki genç kadına bakarken, yüzü eski sert haline dönse de, gözlerinde ki o müşfik parıltıyı gizlemekle uğraşmadı.
Çünkü bu ikilinin en sonunda kavuşmasından memnundu. Alice ve Lyanna'nın nasıl bir eksiklik hissettiğini hep bilirken, artık onların birleşimiyle birlikte bu eksiklikleri giderilmiş hatta belki de ikilinin bir Evren Tanrısı olma ihtimali muazzam bir şekilde artmıştı.
Evrenin koyduğu o aşılmaz duvar...
Şuan bile ikili için yavaşça yıpranıyordu! Leo bunu sadece duymuyor, onların etrafında olan o kalın auranın giderek milim milim de olsa delindiğini hissediyordu.
''Siz iki küçük aptal daha ne kadar orada beklemeyi düşünüyorsunuz?''
Leo olağan sesiyle bu soruyu sorduğunda, iki genç kızı kendisine yaklaşırken, onların bedenlerinde yükselen gerginliği görmemesi imkansızdı. Sanki kendilerine karşı öfkeli olduğunu düşünmeleri bile muhtemel olabilirdi.
Fakat iki genç kız önüne geldikleri esnada, Leo oturduğu tahtı rahat bir kanepeyle değiştirerek,
''Öyle aptalca dikilip beni sinir etmeye mi uğraşıyorsunuz? Yanıma oturun bakayım.''
dediğinde ikisinin de yüzünde beliren rahatlama karşısında gülümsememek için kendisini zor tuttu. Bu iki kızı da gerçekten birer tavşan olabilirdi.
Evrende kan kusturan bu iki tanrıça, önünde küçük birer tavşana dönüşmesi...
Kendisini çok eğlendiriyordu.
''Sizinle konuşmak istediğim tek bir konu var. Nasıl hissediyorsunuz?''
Leo bunu sorarken, iki kızınında elini tutmayı ihmal etmedi. Her ne kadar beceriksiz bir baba olsa da, çocuklarıyla aşırı derecede ilgiliydi. Lu onları gördüğünde, ilk olarak nasıl hissettiklerini sorması gerektiğini kendisine tembihlese de, bu onun düşünemeyeceği anlamına gelmiyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elçi 4
FantasyElçi, Tanrı, Ejderha İmparatoru. Sayısız unvana sahip olan Leo Clast için artık yolun sonuna gelinmişken, artık ailesi ile ilgilenmenin zamanı geldi. Fakat çocuklarının arasında olan sorun giderek göze batarken, kendisini sevmeyen sayısız kişi bu so...