Siyah ve beyaz...Bir birine en çok yakışan ve bir birine en çok zıt olan iki renk.İşte biz de böyleydik onunla.Bir birine ait ve bir birine en çok yabancı olan iki insan.
Saat 22:19.Yaseminle oturup film izliyorduk.Film bittiğinde Yasemin kendi odasına gitmek yerine benim odamda kalmıştı.Birlikte çekirdek yiyerek sohbet ediyorduk.
"Var ya özlemişim bu çekirdekli sohbetlerimizi" dedi Yasemin.
"Ben de"diye gülümseyerek karşılık verdim.
"Keşke hiç ayrılmasaydık ya.Koca 5 yıl ayrı kaldık.Bir sürü anı biriktirirdik şimdiye" dedi dudak bükerek.
"En azından 5 yıl sonra yeniden birlikteyiz."dedim buruk bir gülümsemeyle.
Aklına bir şey gelmiş gibi konuşmaya başladı.
"Hatırlıyor musun? Küçükken sizin konşulukta sarı uzun saçlı bir kız vardı.Bizi kıskandığı için hep ayırmaya çalışıyordu.Bir defasında da senin çok sevdiğin bebeğini almıştı.Ben de-..."
Kendimi tutamayıp küçük bir kahkaha attım.
"Sen de kardeşime dokunan karşısında beni bulur diye saldırmıştın kızcağıza."
"Yok canım, bir kaç ince dokunuş sadece."
Son söylediğine birlikte kahkahalarla gülerken teyzemin sesini duyduk aşağıdan.
"Kızlar geç oldu, uyuyun artık."
"Tamam,annelerin birtanesi." dedi Yasemin.
Eğer Yasemin biriyle öyle canım cicimli konuşuyorsa, demek ki bir şey istiyordur. Yani"Tamam,annecim" demek yerine "Tamam,annelerin birtanesi" dediyse bu bir az daha devam etmek içindi.
"Huylu huyundan vazgeçmezmiş" diyerek kıkırdadığımda neden bahsettiğimi anlamış gibi o da güldü.
1 saat sonra sohbetimizi bitirip çoktan uykuya dalmıştık bile. Gözlerimi telefonumun mesaj sesiyle açtım.Malesef bu kadarcık bir sesle bile uyana biliyordum.Uzanıp telefonu aldığımda ilk bir kaç saniye ışık yüzden gözlerimi kırpıştırdım.Saat 01:05 di ve mesaj da Elifdendi.Mesaja tıkladığımda gönderdiği fotoğrafa bakmadan yazıyı okumaya başladım.
"Merhaba Narin abla.Şu an internetim yok ve mesajımın sana ne zaman ulaşacağını bilmiyorum. Geç olduysa kusura bakma lütfen.Senin olduğunu tahmin ettiğim bir anahtar buldum kütüphanede.Anahtarlığın üzerinde beyaz orkide deseni olduğunu gördüğüm an senin olduğunu düşündüm. Anahtar bende.Haberin olsun istedim😊".
Gönderdiği fotoğrafa baktığımda anahtarın gerçekten de benim olduğunu gördüm.Üzerinde beyaz orkide deseni olan tek anahtarlık benimdi.Orkideleri severdim.En çok da beyaz orkide.Dünya üzerinde açan ilk çiçek olduğuna ve diğer çiçeklerin onun soyundan türediğine ınanılır.Hatta birine beyaz orkide hediyye etmek "Dünyamda açan ilk çiçeksin" demek.Elif orkideyi sevdiğimi bildiği için anahtarlığa baktığında benim olduğunu anlamıştı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Evet,bir az geç oldu ama sorun değil.Doğru tahmin etmişsin.Sen de kalsın.Pazartesi okulda alırım.Teşekkür ederim".
Elife cevap yazdıktan sonra telefonumu kapatıp uyumaya devam ettim.Daha doğrusu edemedim. Bir dakika? Kütüphanemi dedi o? Yeniden yazdığı yazıya baktığımda öyle olduğunu gördüm.Ne yani, anahtarı kütüphanede mi düşürmüştüm? Biz Miranla kapalı kaldığımızda anahtar içeride bir yerdemiydi gerçekten? Peki o zaman Selin nasıl kilitlemişti kapıyı? Tüm sorularla kafam allak bullak olmuştu resmen.Bir ara Yasemini uyandırıp bir fikir yürütmesini istesem de bunu yapmadım.Uykulu halde kendimin de bir fikir yürütemediğimi anlayarak telefonu yeniden kapatıp boğazımın kuruduğunu farkettiğim için mutfağa indim.Ağır ağır merdivenleri inerken salondan gelen konuşma seslerini duyuyordum ama tam olarak ne söylendiğini algılamıyordum. Mutfağa geçip su bardağını doldurduğumda seslerden konuşanın teyzemle annem olduğunu farkketim.Bu saatte neden ayakta olduklarını merak ettim.Odama çıkmadan önce yanlarına gitmeye karar vermiştim.Onlara doğru yaklaştığımda ikisinin de gerginlikle konuştuğunu gördüm.Tam konuşacaktım ki annemin söyledikleriyle kaskatı kesildim.