Selma teyze çilek reçelini önüme koyduğunda geri çevirmek istemediğim için mecbur yemeye başladım.Selma teyze Miranın annesiydi.Yani Cihan beyin eşi.Koyu kahverengi gözleri , özenle taranmış, gözlerini tamamlayan kahverengi saçları ve beyaz, kusursuz görünen güzel bir teni vardı.Çok tatlı bir kadındı.Gerçi karşılaşmamız pek tatlı olmadı ama neyse.Sabah gözümü açar açmaz Selma teyzeni başımın üstünde görünce ufak bir çığlık atmıştım.Aslında Miranın benim sesimden uyanıp koşturarak yanıma gelmesini göz önünde bulundurursak sadece ufak bir çığlık sayılmazdı.Dün olanlardan sonra çığlık atma potensiyelim yükselmişti sanırım.Selma teyze kulübenin yani Miranın evinin ışıklarının açık olduğunu ve Miranın odasında uyuduğunu görünce hırsız girdiğini sanmış.Bu yüzden de Miranı uyandırmadan anahtarı almış Cihan beyle beraber kapıyı açmıştı ve olanlar olmuştu.Uyandıktan sonra aslında Miranın dün gece kapıyı kilitleyip gittiğini öğrenmiştim.Mirana teşekkür edeceğim konulara biri daha eklenmişti.Çünkü ailesine aslında olanı değil bir yalan söylemişti.
Bizim aslında dün gece birlikte ders çalıştığımızı ve geç olunca da eve gitmek yerine burda kaldığımı demişti.Allahtan Miranın ailesi dün gece eve geç geldikleri için yemişlerdi bu yalanı.Kahvaltıya kalmamı ısrar edince mecbur kalmıştım.Başıma gelenleri düşünmekten çıkıp Mirana nasıl teşekkür edeceğimi düşünüyordum.Oysa ilk karşılaştığımda bir gün ona bu kadar minnettar olacağımı hiç düşünmemiştim.Hayat gerçekten çok garipti."Ee Narin kızım,nasıl gidiyor bizim oğlan?Çalışıyor mu derslerine?" Cihan beyin sözleriyle yüzümü ona çevirdim.
"Evet, çok çalışkan bir oğlunuz var" dediğimde onu övmem hoşuna gitmiş gibi dudağının kenarı birazcık kıvrıldı.Aslında yalan da değildi.Dersleri dikkatlice dinliyor, ödevleri de yapıyordu.Dışarıdan ne kadar umursamaz görünse de dersleri umursuyordu sanırım.
"Güzel.Eh bulmuş senin gibi öğretmeni okuyacak tabi"dedi Cihan bey gülümseyerek.
"Estağfurullah.Ben öğretmen değil destekçiyim sadece"
"Öğretmen olmasan bile bir öğretmen kadar bilgiye ve saygıya sahipsin bence.Okulun en başarılı öğrencisisin sonuçta.Bir de açtığın destek grubu.Sahi, nereden aklına geldi böyle bir grub açmak?"
"Okulda burslu çocukların çoğu maddi durumları yüzünden dershaneye gidemiyorlardı.Üstelik aralarında çok çalışkan öğrenciler vardı.Bu yüzden ben de onlara destek olmak için böyle bir teklif sundum.Sağ olsun okulumuz da kabul etti.Bu sayede hem biz destekçiler hem de destekliler daha çok şey öğrenmiş oluyoruz" diye açıkladım.
Cihan bey bir kaç saniye susarak bana hayran bakışlar attı."Senin gerçekten kendin gibi çok güzel de bir kalbin var,nkızım.
Yaptığın şey çok değerli."
Cihan beyin söyledikleriyle utanarak gülümsediğimde yanaklarım yine kızarmıştı.Bu adam bir tür iltifat makinası gibi.
İnsanın oturup saatlerce onun iltifatlarını dinleyesi geliyor bazen.
Ama benim gibi bu iltifatlar yüzünden bu kadar utanan birisi değil tabi ki.Çünkü:DİKKAT UTANÇTAN ÖLME TEHLİKESİ VAR!Gerçekten birinin iltifat etmesi beni bayağı utandırıyordu.Belki de çok fazla iltifat duymadığım içindir.
"Herhalde bu yüzden Miran için bu kadar özelsin Narincim"
Selma teyzenin gülümseyerek söyledikleriyle anlamayarak yüzüne baktım.Anlamadığımı görünce tekrar konuşmaya başladı.
"Miran kendi evine pek kimseyi almaz.Anahtar da sadece kendisinde olur zaten.Demek ki seni evine alacak kadar değerlisin onun için" diyerek açıklama yaptı.
Selma teyzenin söyledikleriyle gözlerim Mirana kaymıştı.O da ne tepki vereceğimi merak eder gibi bana bakıyordu.
"Miran da benim için değerli.Yani desteklilerin hepsi öyle" dediğimde Cihan beyle Selma teyze bir birine bakıp kıkırdadılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH İLE BEYAZ
Ficțiune adolescențiSiyah ve beyaz...Bir birine en çok yakışan ve bir birine en çok zıt olan iki renk.İşte biz de böyleydik onunla.Bir birine ait ve bir birine en çok yabancı olan iki insan.