When Harry Met Sally Bölümü -2-
Yoyoların evine ilk girişim, mecburiyettendi. Okuldan eve döndüğümde evde kimseyi bulamamıştım. Liseye yeni başladığım seneydi ve henüz telefonum da yoktu. Dakikalarca zile basmama rağmen bir karşılık alamamam, beni Yoyolara götürmüştü. Kapıyı çaldıktan ve tedirgin bir şekilde açılmasını bekledikten sonra çok geçmeden karşımda bana bakan Yoyo'yu bulmuştum. Üzerinde yarım yamalak çıkardığı üniforması vardı. Giydiği tişörtünü düzeltirken bana sorarcasına baktı.
"Evde kimse yok." dedim ben de. "Kapıda kaldım."
"Kim o?" Daha Yoyo herhangi bir cevap veremeden arkadan annesi belirdi. "Cansel'ciğim," dedi bana. "Gelsene içeri." Yoyo'ya bakarak kaşlarını çattı. "Mağara adamı mısın oğlum, alsana arkadaşını içeri."
"Alacaktım ya." diye söylendi Yoyo, onların birbirlerine laf yetiştirmeleriyle içeri girdim. Kapının önünde dikilirken Aysel teyzeye de ne olduğunu söyledim. Beni biraz bekletti ve telefonuyla annemle konuştu. Annem uzak bir yerde oturan arkadaşının evine gitmişti, plansız ve kısa bir görüşme olacaktı ama işte konu konuyu açmıştı ve oturuyorlardı. Annem, Aysel teyzeye benim için biraz onlarda kalmam için rica etti ve Aysel teyze de elbette diyerek kabul etti.
Yoyo beni kolumdan tutup mutfağa götürdü. Kendisi bir şeyler yiyecekti ve beraber yiyebilirdik. Yoyo buzdolabının önünde biraz fazla oyalandı. Çok aç olmadığı, sadece atıştırmalık bir şeyler aradığı belliydi. Ben de mutfak masasına emaneten oturup onu bekledim.
Aysel teyze bu sefer içeri girdiğinde bana baktı ve rahat etmemi söyledi. Yoyo da buradaydı ve istediğim her şeyi yapabilirdim. Kendisinin bankada (ya da buna benzer resmî bir kurumda) birkaç saatlik işi vardı ama oyalanmamaya çalışacaktı.
O mutfaktan bize veda ederek çıktığında Yoyo buzdolabını kapatarak biraz bekledi ve dış kapının çarpma sesiyle mutfak dolaplarına yöneldi.
İki kase çerez, bir büyük boy cips ve iki koca bardak kolayla onun odasına girerken hangi filmi izleyeceğimizi düşündük.
Yoyo'nun odası, benim odamdan çok farklı değildi. Aynı dağınıklık ve benzer eşyalardan ibaretti. Sadece onun yatağının ortada olduğunu hatırlıyorum çünkü ikimiz de izleyeceğimiz film için en rahat yerin neresi olduğunu hiç düşünmeden yatağa kurulmuştuk.
Yoyo, dizüstü bilgisayarını açarak yatağına yerleşti. Çok da dikkatli olmadan bilgisayarın iki yanına kaseleri yerleştirdi. Ben de elimdeki kolaları ve iki parmağımın arasına sıkıştırdığı cips paketini çalışma masasının üstüne bıraktım. Sonunda sırt çantamı çıkardım ve onun çantasının hemen yanına, gardırobunun önüne koydum.
Yoyo ne izleyeceğimizi ararken yatağa iyice yerleşmişti. Bilgisayar, henüz onun dizlerinin üzerindeydi. Sırtını başlığa yaslamıştı ve ben de cips paketini onun suratına atıp kolaları alarak yanına geçtim.
Film seçmeye çalıştığımız sırada kaselerdeki çerezleri yarılamıştık. Ben daha sakin bir şeyler izlemek istiyordum, o uyuyup kalmamak için aksiyon belki korku filmi istiyordu. Sonunda yazı tura attık, ben kazandım.
Sırf ben kazandığım için kopardığı yaygaraya inat eski ve romantik komedi türünde bir film seçmiştim.
When Harry Met Sally adında bir filmdi. Yoyo filmin tarihine baktı ve bana döndü. "1989 mu?" dedi sızlanırcasına. "Milattan önceden seçseydin."
"Bulabilseydim seçerdim," dedim ben de inat ederek.
Önce biraz homurdansa da sonra filmin başlarındaki öpüşme sahnesinde susup izlemeye başladığını hatırlıyorum. Cipsi de açmıştık ve ortamıza almıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arılar ve Erkekler
Ficção Adolescenteilk kelime: 11 aralık 2022 son kelime: 26 ekim 2024 *dikkat! bu bir çocukluk aşkı hikâyesi değildir* "Yoyo: Dikkat et, sağında arı var. Kendimi tutamadan sağ tarafımı kontrol ettim. Telefonuma döndüğümde homurdanıyordum. Ben: Evet, solumda da sen...