Gün içinde attığım ikinci bölüm ilkini kaçırmayın
Rüzgar
Duşa giren sevgilimin ardından telefonumu elime alıp bir süre grupta konuşulan mesajlara baktım. Dün akşamdan beri mesajlaşıyorlardı ama bizim hiç bakmaya fırsatımız olmamıştı tabii. Sabah da ben hiç telefonu elime almayı düşünememiştim. Aklım tamamen Oğuz ile doluyken dış dünyada yaşanan şeyler pek umrumda olmuyordu açıkçası.
Tüm gece yaptıkları boş muhabbetleri yarım yamalak okuyarak geçtikten sonra bu sabahki mesajlara geldiğimde durup Oğuz'un yazdıklarına baktım. Nerede buluşacaklarını tartıştıkları kısa bir süreden sonra buraya gelmeye karar vermişlerdi. Saate baktığımda gelmelerine yarım saat kaldığını gördüm. Oğuz rahatça duşunu alıp çıkardı bu süre içerisinde zaten ben de o sırada biraz video izleyebilirdim vakit geçirmek için.
Telefonumu sehpaya bırakıp televizyonum kumandasını alıp televizyonu açarak YouTube'a girdim. Sürekli izlediğim oyun videolarından birini açarak koltuğa iyice yatıp vaktin geçmesini beklerken banyonun kapısının açılıp kapandığını duydum. Oğuz birazdan yanıma gelirdi ve beraber izlemeye devam ederdik zaten.
Tahmin ettiğim gibi birkaç dakika içinde sevgilim ıslak saçlarıyla içeriye girdi.
"Oğuz niye saçlarını kurutmadın hasta olacaksın."
"Oy sevgilisi için endişelenirmiymiş bu tatlı şey."
Yanaklarımı sıkarak konuşmasıyla gülmeye çalışıp ellerini yanaklarımdan uzaklaştırdım.
"Tabii ki endişelenirim Oğuz çabuk saçların7 kurut gel öpmem bak seni."
"Ama sevgiliyi böyle tehdit etmek hiç hoş mu Rüzgar bey?"
"Sevgiliniz hasta olmaya çalışıyorsa gayet uygun Oğuz bey, şimdi lütfen gidip saçlarınızı kurutur musunuz?"
"Tamam güzelim yeter ki sen iste hemen kurutup geliyorum ben."
Oğuz'un odadan çıkmasıyla durdurduğum videoyu tekrar açıp izlemeye devam ettim. Yaklaşık beş dakika sonra çalan zille videom yine yarım kalmıştı. Televizyonu kapatıp kapıya adımlarken içeriye seslendim.
"Ben açıyorum."
Kapıyı açmamla Ulaş bağırarak içeri girip salona doğru ilerledi.
"Ay sonunda şu kapıyı açtınız ya ağaç olduk resmen kapının önünde bu ne uyuşukluk, hayır ne işiniz var da açmıyorsunuz-"
Ona doğru bağırmamla sesi direkt kesildi.
"Ulaş kapat o çeneni oraya gelip ben kapatmayayım, zile bir kere bastınız açtım ne söyleniyorsun be."
Ben de söylenerek içeri dönerken diğerleri de arkamdan geliyorlardı. Salona girdiğim gibi kendimi demin yattığım ikili koltuğa bırakıp diğerlerine baktım.
"Hoş geldiniz arkadaşlar umarım eliniz boş gelmediniz."
"Gruba yazdık ya alacaklarımızı Rüzgar okumuyor musun sen mesajlarımızı?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müzik Kutusu(B×B)
Novela JuvenilNe yani! Hep mi uzaktan seveceğim seni.. Hiç mi beraber uyanamayacağız? 03.06.20