Kaç gün geçti inanın saymayı bıraktım. Günler geçti ben geride kaldım. Sanırım yedi gün oldu Rüzgâr ile görüşmeyeli. Zaten o günden sonra bir daha beni aramadı veya mesaj atmadı. Belkide o da bırakmıştır beni kim bilir...
Yedi gün oldu ve ben hala berbat bir durumdayım. Eski ben yoktu artık. O mutlu olmak için elinden geleni yapan kız artık yoktu. Ben artık eski ben değildim. Asu'dan gelen mesajlardan başka arayıp sorabim yoktu.
Yalnızlık bu olsa gerek sanırım.
Evet çok açılıyormuş! Hem herkesten uzak hem onlarla olmak istiyorum.Hem mutlu hem mutsuzum. Hem hevesli hem umursamaz...
Artık hastalığım daha çok ilerlemişti. Günüm hastanede geçiyordu. Doktor bir sürü şey söylüyor. Şüpheleri varmış. Onun için bir sürü test yaptırdım. Ve yakında sonuçları çıkacak.
Artık tükürdüğüm kan daha fazla.
Boğazım daha çok acıyor. Başım daha fazla ağrıyor. Ateşim çıkıyordu. Her yerim ağrıyordu.
Okula gitmiyorum, Asu her saat başı mesaj atıyordu.Eğer bana birşey olursa Asum...
Ona ne olur aklım almıyor. O benim herşeyim. Yarım kalır bensiz. Mahvolur...Gözyaşlarım yanağımdan aşağıya doğru süzülmeye başladı.
Çaresizlik bu mu demek?
Yalnızlık bu mu demek?
Acı bu mu demek?
Üzüntü bu mu demek?
Yaralı olmak böyle mi hissettiyordu?
Boğazıma acı bir tat gelince tiksinerek banyoya doğru ilerledim.
Annem beni görünce direkt yanıma geldi."Rüya! İyi misin ne oldu?"
Kolumdan tutup beni banyoya ikerletti."Sanırım kusacağım-"
Demeye kalmadan olduğum yere çıkarttım."Dur dur dur! Tamam güzelim bir şey yok. Sakin ol tamam mı? Rahatlarsın, temizlerim ben şimdi."
Artık kendimden utanıyordum.
Gerçekten-Kusmak bitince anneme doğru döndüm. Annem bana öyle bir bakıyordu ki herşey açıkça ortadaydı.
"Tamam gel şuraya temizle ağzını güzelim. Daha fazla miden bulanmasın. Olur zaten böyle şeyler kızım, herkesin başına geliyor birşey yok bunda."
Beni teselli etmeye çalışıyordu.
Ağzımı suyla temizledikten sonra anneme döndüm.
"Başım dönüyor uyuyacağım anne."
Başıyla onayladı.Başımı ovalayarak odama doğru ilerledim.
Yeniden yatağıma geçtim. Birşeyler ters gidiyor ama ne?Umarım beni bu dünyadan koparacak birşey olmaz. Daha yaşayacaklarım var. Daha mutluluğu öğreneceğim. Mutluluğun hissettirdiklerini göreceğiz beraber. Daha yaşayacaklarına vardı...
Daha fazla dayanamayarak önüme A4 kağıtlarını alıp çalışma masasına geçtim.
Pilot kalem alıp yazmaya başladım.
Eğer bir gün silinip gidersem ardımda kalanlar okusun...Nasıl başlamalıyım söze bilmiyorum. Şuan bu mektubu birisi okuyorsa ben yokum demektir. Ama ağlamayın olur mu?
Herşeyin kötü gittiği bu zamanda hayallerime tutunmak istiyorum. Kim bilir, belki de iyileştiğimde bu kağıdı size okutup çöpe atacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaralı Nefes
Novela Juvenil"Her geldiğinde ağacın bir dalına fulâr bağla. Bende geldiğini anlayayım. Haber alamazsam iyi olduğunu anlayayım." ... Ve ben ilk fulârımı ağaca bağladım... _ (KITAP KAPAK TASARIMI: @efiahopia Çok teşekkür ederim kendisine. Ellerine sağlık.)