(Bu bölümü gerçekten hissederek okuyun. Duygularınızı paylaşın, acılarımız ortak bizim. Gerçekten hissedin lütfen. Belki bir iz bırakırım sizde.)
İnsanların bazen derdini dinleyip, onlara öğüt vermek bizi mutlu hissettirir. Onların hayalini kurduğu şeylerin olması için ben her zaman hazırdım.
İnsanlar tıkanıp kaldığı zaman onlara yol göstermek isterdim.
Korktuklarında onları korumak isterdim.
Onlara yara bandı olmak isterdim.
İyi olmalarını isterdim.
Dertlerini dinlemek isterdim.
Bu yüzden psikolog olmak isterdim.Onlara çare olmak isterdim. Her yaranın iyileşme sürecinin farklı olduğunu göstermek isterdim.
Acıyı anlatmak isterdimki, hatalar yapmasınlar.
Onlara bir ışık olup hayatlarını anlatmak isterdim.İstiyorum demiyorum. İsterdim diyorum. Gerçekten isterdim.
Yaralara çare oldum her zaman.
Ama benim yaralarım acırken bana yardım eden olmadı. Bana ne olacak peki şimdi?Bana deselerki;
"Ne kadar acıtıyor yaraların canını?"
Sözler yetmezdiki açıklamaya. İnsanlar beni asla anlamadı, biliyorum sizide anlamadılar.
Geceleri yatağında yatıp, hıçkırıklarla ağlayan tek siz değilsiniz. Biliyorum. Bizim acılarımızı küçümseyip dinlemediler, bizde odamızda kendi kendimize anlatıp kafayı yedik belkide.
Ağlayın, hiç problem değil aramızda kalacak. Ağlamak kötü birşey değil. Biliyorum. İçinizi kimseye dökemediniz. Güvenmediniz. Ama bakın ben buradayım. Acılarınızı hafifletmek için geldim ben.
Bizi küçümsediler, köşeye sıkıştık.
Adım atamaz olduk. Köşede ağlayıp durduk. Bakın benim için geç.
Ama siz...
Siz benim acılarımı herkese duyurun. Öğrenmeyen kalmasın.
Ölürsem, acılarım unutulmasın.
Silinip gitmeyeyim olur mu?Acılarımız ortak sonuçta.
✨️
Kapım tıklanınca "Gir." diye seslendim. Annem kapıyı açıp odaya girdi. Morali bozuktu sanki.
"Kızım hazırlan, hastaneye gidiyoruz. "
Ardından başını yere eğip çıktı.
Kaşlarımı çattım. Neden gideceğiz ki bu kez?
Yine ne öğrenecektik? Daha ne olabilirdi?...
Artık doktor ailemle konuşurken beni çıkartmıyordu.
Belkide bazı şeyleri belli etmeye çalışıyordu.Kaşlarını çatmış, ellerini masanın üstünde birleştirmiş, başını eğip ellerine bakıyordu.
Nereden başlayacağını bilmiyordu sanki.
En sonunda söze başladı."Ben... Nasıl başlayayım bilmiyorum."
Tek dediği buydu. Cidden mi?
Allah'ım ne olacak bu kez bana?
Artık yetmezmi?"Tahminlerim ne yazık ki doğru çıktı. Ben..."
Yeniden susunca babam sinirle atıldı.
"Konuşsana doktor!"
Kulaklarımı kapadım.
"Ben tahmin etmiştim. Tüberküloz aslında savaşması zor bir hastalık değildir."
Gözlerini sıktı doktor.
Annemin ellerini titremeye başladı.
Bana baktı. Öyle bir baktı ki...
Duymaya gerek bile kalmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaralı Nefes
أدب المراهقين"Her geldiğinde ağacın bir dalına fulâr bağla. Bende geldiğini anlayayım. Haber alamazsam iyi olduğunu anlayayım." ... Ve ben ilk fulârımı ağaca bağladım... _ (KITAP KAPAK TASARIMI: @efiahopia Çok teşekkür ederim kendisine. Ellerine sağlık.)